Translation of "Sol" in German

0.016 sec.

Examples of using "Sol" in a sentence and their german translations:

- Sol elindeki nedir?
- Sol elinizdeki nedir?

- Was hast du da in der linken Hand?
- Was haben Sie da in der linken Hand?

Sol tarafına uzan.

- Legen Sie sich auf die linke Seite.
- Leg dich auf die linke Seite.

Sol elinizi kaldırın.

- Heben Sie die linke Hand!
- Hebe die linke Hand!

Sol elim uyuşuk.

Meine linke Hand ist taub.

Sol kolum uyuşmuş.

Mein linker Arm ist eingeschlafen.

Sol gözüm seğiriyor.

Mein linkes Augenlid zuckt.

Sağ mı, sol mu?

Rechts oder links?

O, caddenin sol tarafındadır.

Es ist auf der linken Seite der Straße.

O, sol elini yaktı.

Sie verbrannte sich die linke Hand.

O sol elini incitti.

Er verletzte sich an der linken Hand.

Sol bacağından ameliyat oldu.

Er wurde am linken Bein operiert.

Sol kulağı tamamen duymuyor.

Sie ist auf dem linken Ohr völlig taub.

Çocuklar evin sol tarafındalar.

Die Kinder sind links neben dem Haus.

Benim sol ayağım uyuştu.

Mein linker Fuß ist eingeschlafen.

O, sol kolunu kırdı.

- Er brach sich den linken Arm.
- Er hat sich den linken Arm gebrochen.

Sol elimle yazmayı denedim.

Ich habe versucht, mit links zu schreiben.

Tom sol bileğini kırdı.

- Tom brach sich sein linkes Handgelenk.
- Tom hat sich sein linkes Handgelenk gebrochen.

Sol taraftaki kapılar açılacak.

Ausstieg in Fahrtrichtung links.

Bilgisayar onun sol tarafındadır.

Der Rechner befindet sich zu ihrer Linken.

Tom sol kulağından sağırdır.

Tom ist auf dem linken Ohr taub.

Tom sol kolunu incitti.

Tom hat sich an der linken Hand verletzt.

Tom sol eliyle yazar.

Tom ist linkshändig.

O dönemde sol kesim küçüktü

Die Linke, die klein war,

, Ney sol kanadına komuta etti.

, befehligte Ney seinen linken Flügel.

Hastanenin sol tarafında bankayı göreceksin.

Du wirst die Bank links vom Krankenhaus sehen.

Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.

Lenkräder sind in amerikanischen Autos auf der linken Seite.

Düştü ve sol bacağını kırdı.

- Sie fiel herunter und brach sich das linke Bein.
- Sie fiel hinunter und brach sich das linke Bein.

Joan kazada sol kolunu kırdı.

Joan brach sich bei dem Unfall den linken Arm.

Bir bıçakla sol elini yaraladı.

- Er hat sich mit einem Messer die linke Hand verletzt.
- Er verletzte sich mit einem Messer an der linken Hand.

Tom ayakkabısının sol tekini bulamadı.

Tom konnte seinen linken Schuh nicht finden.

Tom'un sol gözü seğirmeye başladı.

Toms linkes Auge begann zu zucken.

O, sol eliyle yazı yazar.

Sie schreibt mit der linken Hand.

Ben sol elimle yazmaya çalıştım.

Ich versuchte, mit der linken Hand zu schreiben.

Lütfen trenin sol tarafından çıkın.

Bitte in Fahrtrichtung links aussteigen.

Sol bacağına biraz buz koy.

- Lege etwas Eis auf deinen linken Fuß.
- Legen Sie etwas Eis auf Ihren linken Fuß.

Benim sol omzumun eklemi ağrıyor.

Mein linkes Schultergelenk schmerzt.

Tom topu sol eliyle yakaladı.

Tom fing den Ball mit seiner Linken.

Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.

Der Computer steht links von den Frauen.

Arabanın sol sinyali kötü çalışıyordu.

Der linke Blinker von dem Auto funktioniert nicht richtig.

Sol eli ile topu yakaladı.

Er fing den Ball mit seiner linken Hand.

Sol omzumda bir dövmem var.

Ich habe ein Tattoo auf meiner linken Schulter.

Vahayı keşfetmek istiyorsanız "Sol"a tıklayın.

Um die Oase zu erkunden, drücke 'Links'.

sol alt tarafımızda ise Afrika levhası

Links unten ist das afrikanische Zeichen

Top ona kafasının sol tarafından çarptı.

Der Ball traf ihn an der linken Seite seines Kopfs.

Adam sol kolunun kullanımını yeniden kazandı.

Der Mann konnte seinen linken Arm wieder benutzen.

Tom'un sol gözünden göremediği doğru mu?

Stimmt es, dass Tom auf dem linken Auge nichts sieht?

Benim sol kulağımda bir akıntı var.

Ich habe Ausfluss in meinem linken Ohr.

Tom sol elinde bir şey tutuyordu.

Tom hatte etwas in der linken Hand.

Joan bu kazada sol elini kırdı.

Joan hat sich bei diesem Unfall die linke Hand gebrochen.

Tom'un sol kolunda bir döğmesi var.

- Tom trägt auf seinem linken Arm eine Tätowierung.
- Toms linker Arm ist tätowiert.

Tom sol gözüyle bir şey göremiyor.

Tom kann mit seinem linken Auge nichts sehen.

Tom arabasının anahtarını sol eline aldı.

Tom hatte seinen Autoschlüssel in der linken Hand.

Tom'un sol ayağından ameliyat olması gerekiyor.

Tom muss am linken Fuß operiert werden.

Sol ayağımda sadece dört parmağım var.

An meinem linken Fuß habe ich nur vier Zehen.

Mary'nin sol yanağında yara izi var.

Maria hat auf der linken Wange eine Narbe.

Ben sol bacağımda bir tür spazm hissediyorum.

Ich habe einen Krampf im linken Bein.

Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.

Ich habe einen Fremdkörper in meinem linken Ohr.

Tom sol eliyle Mary'nin sağ elini yakaladı.

Tom ergriff Marias rechte Hand mit seiner linken.

Sol diz üzerinde küçük bir alçı gördü.

Er sah ein kleines Pflaster auf ihrem linken Knie.

Tom sol direksiyonlu araba sürmeye alışkın değildir.

Tom ist es nicht gewohnt, ein Auto mit dem Steuer auf der linken Seite zu fahren.

Vahayı keşfetmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Um die Oase zu erkunden, drücke 'Links' und dann 'Okay'.

Helikopterle uçup halatla inmek için "Sol"a tıklayın.

Willst du den Helikopter nehmen und dich abseilen, drücke 'Links'.

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Um das Seil zu verwenden, drücke 'Links' und dann 'Okay'.

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız,"Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Um das Seil zu verwenden, drücke 'Links' und dann 'Okay'.

Kayalıklara tırmanmak istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

Wenn du die Klippen hochsteigen willst, drücke 'Links' und dann 'Okay'.

Tom sol elini mi yoksa sağ elini mi kullanır?

Ist Tom Links- oder Rechtshänder?

Tom sol eliyle yemek yer ama sağ eliyle yazar.

Tom isst mit seiner linken Hand, aber er schreibt mit seiner rechten.

Çatallar tabağın sol tarafına gidecek ve bıçaklar sağa gidecek.

Die Gabel legt man links neben den Teller, das Messer rechts daneben.

Tom bir ragbi maçı sırasında sol ayak bileğini kırdı.

Tom hat sich während eines Rugby-Spiels den linken Knöchel gebrochen.

Bir helikopterle uçup halatla aşağı inmek için "Sol"a basın.

Willst du den Helikopter nehmen und dich abseilen, drücke 'Links'.

Statik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam"a basın.

Für statisches Überleben drück 'Links' und dann 'Okay'.

Sonraki savaşta, Lannes Beşinci Kolordusu, Bagration'ın saldırılarına karşı sol kanadı tuttu…

In der folgenden Schlacht hielt Lannes 'fünftes Korps die linke Flanke gegen Bagrations Angriffe… und

Sol kanatta Mareşal Macdonald liderliğinde Onuncu Kolordu, büyük Prusya birliği ile…

An der linken Flanke führte Marshall Macdonald das zehnte Corps zusammen mit einem preussischen Kontigent.

Fransa'da sol kanat siyaset için asla oy vermedim ve artık başlamayacağım.

Ich habe nie die Linke in Frankreich gewählt und jetzt werde ich auch nicht damit anfangen.

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için "Sağ"a tıklayın.

Um das Seil zu verwenden, drücke 'Links' Um dich in die Schlucht abzuseilen, drücke 'Rechts'.

Vahayı keşfetmek istiyorsanız "Sol"a dokunun. Madeni keşfetmek istiyorsanız "Sağ"a dokunun.

Um die Oase zu erkunden, drücke 'Links'. Um die Mine zu erforschen, drücke 'Rechts'.

Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

Ein Arzt amputierte schnell seinen linken Arm und stoppte die schwere Blutung.

Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, ​​radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.

Maria war schon immer links gesinnt, aber seit sie für die Linkspartei ins Parlament einzog, ist sie mit ihrer radikalen Kapitalismuskritik zum Medienstar geworden.

Ve eğer bir boa yılanı ile yüzleşmek daha iyi diyorsanız "Sol"a tıklayın.

Wenn du denkst, ich soll mich lieber der Schlange stellen, Drücke 'Links'.

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için de "Sağ"a tıklayın.

Um das Seil zu verwenden, drücke 'Links'. Um dich in die Schlucht abzuseilen, drücke 'Rechts'.

Suchet Tümen Genel Müdürlüğü'ne terfi etti ve 1800'de İtalya Ordusu'nun sol kanadının

Suchet wurde zum General der Division befördert, und 1800 erhielt er das Kommando über den linken Flügel der italienischen

Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu hiç fark ettiniz mi?

Ist dir schon einmal aufgefallen, dass Toms rechtes Ohr viel größer ist als sein linkes?

- Sağ elin yaptığından sol elin haberi yok.
- Herkes ayrı alemde.
- Herkes kendi havasında.

- Die Rechte weiß nicht, was die Linke tut.
- Die linke Hand weiß nicht, was die rechte tut.

Tom uygulama sırasında sol dizini incitti, bu yüzden John oyunu yerinde oynamak zorunda kaldı.

Tom verletzte sein rechtes Knie während des Trainings, so musste John an seiner Stelle in dem Spiel spielen.

Tom çok yönlüdür ve sol elinin yanı sıra sağ elini de eşit olarak kullanabilir.

Tom ist beidhändig und kann die rechte wie die linke Hand gleich gut gebrauchen.

Başkan Lincoln kulağının tam sol arkasından kafasına sıkılan bir kurşunla bir suikast sonucu öldürüldü.

Präsident Lincoln wurde mit einer Kugel in den Kopf, genau neben dem linken Ohr, ermordet.

Başlattı , yavaş yavaş düşmanın sol kanadını sürerek… Avusturya'nın geri çekilmesini kaçınılmaz hale getirmeye yardımcı oldu.

Angriff und fuhren allmählich in die linke Flanke des Feindes. Sie trugen dazu bei, den Rückzug Österreichs unvermeidlich zu machen.

On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.

Ich habe am linken Bein noch immer eine Narbe von einem Unfall, in den ich mit dreizehn Jahren geraten bin.

Cadı, Rapunzel'in saçlarını sol eline iki kez doladı, diğer eline aldığı makasla o güzelim örgüleri teker teker kesti, hepsi kesik halde yerde öylece duruyordu.

Die Zauberin packte die schönen Haare der Rapunzel, schlug sie zweimal um ihre linke Hand, griff eine Schere mit der rechten, und ritsch, ratsch waren sie abgeschnitten, und die schönen Flechten lagen auf der Erde.