Translation of "Amerika'da" in German

0.022 sec.

Examples of using "Amerika'da" in a sentence and their german translations:

Amerika'da 1884 yılında

In Amerika im Jahre 1884

İngilizce Amerika'da konuşulur.

Englisch wird in Amerika gesprochen.

O, Amerika'da doğdu.

Sie wurde in Amerika geboren.

Amerika'da yaşamak istiyorum.

Ich will in Amerika leben.

O Amerika'da doğdu.

- Er wurde in den Vereinigten Staaten geboren.
- Er wurde in Amerika geboren.

Yeğeni Amerika'da yaşıyor.

Sein Neffe lebt in Amerika.

Amerika'da yaşamaya alışıyordum.

Ich gewöhnte mich langsam an ein Leben in den Vereinigten Staaten.

John, Amerika'da doğdu.

John wurde in Amerika geboren.

Ben Amerika'da doğdum.

Ich wurde in Amerika geboren.

Amerika'da asla bulunmadım.

- Ich war nie in Amerika.
- Ich bin niemals in Amerika gewesen.

O, Amerika'da bulunmuştur.

Er war in Amerika.

Amerika'da hangi dil konuşulur?

- Welche Sprache spricht man in Amerika?
- Welche Sprache spricht man in den USA?

Hayali Amerika'da kimya okumak.

Sein Traum ist es, in den Vereinigten Staaten Chemie zu studieren.

Amerika'da hangi diller konuşulur?

Welche Sprachen spricht man in Amerika?

Karın hala Amerika'da mı?

Ist Ihre Frau immer noch in Amerika?

Amerika'da hiç bulundun mu?

Warst du schon einmal in Amerika?

Amerika'da birçok arkadaşı var.

Er hat viele Freunde in den Vereinigten Staaten.

Güney Amerika'da seyahat ettik.

Wir reisten durch Südamerika.

İki kez Amerika'da bulundum.

- Ich war schon zweimal in Amerika.
- Ich war zweimal in Amerika.

O program Amerika'da yayınlanacak.

Die Sendung wird in ganz Amerika ausgestrahlt.

Amerika'da elli eyalet vardır.

In Amerika gibt es fünfzig Staaten.

Amerika'da yaşamanın maliyeti yükseliyordu.

Die Lebenshaltungskosten in den Vereinigten Staaten stiegen.

Tom Amerika'da motosikletini kullandı.

- Tom fuhr mit dem Motorrad quer durch Amerika.
- Tom fuhr mit dem Motorrad quer durch die Vereinigten Staaten.

Diğer yandan Amerika'da, Concord, Massachusetts'te

Im amerikanischen Concord, Massachusetts,

Amerika'da ne işi vardı ki

Was machte er in Amerika?

Neden Sonbahara Amerika'da "fall" denir?

Warum sagt man in den USA "fall" für den Herbst?

O, o zaman Amerika'da idi.

- Er war damals in Amerika.
- Er war gerade in Amerika.

Paraguay, Güney Amerika'da bir ülkedir.

Paraguay ist ein Staat in Südamerika.

Amerika'da yaşayan bir arkadaşım var.

- Ich habe einen Freund, der in Amerika lebt.
- Ich habe eine Freundin, die in Amerika lebt.

Atasözleri Amerika'da hâlâ çok popüler.

Sprichwörter sind noch sehr populär in Amerika.

Amerika'da 18 yaşın altındaysanız küçüksünüzdür.

In Amerika ist man minderjährig, wenn man jünger als 18 Jahre ist.

İki dolarlık banknotlar Amerika'da nadirdir.

Zwei-Dollar-Scheine sind in den Vereinigten Staaten selten.

Amerika'da yaşarken arkadaşlarımla golf oynadım.

Als ich in den Vereinigten Staaten lebte, spielte ich mit meinen Freunden Golf.

Kanada Kuzey Amerika'da yer almaktadır.

Kanada liegt in Nordamerika.

Amerika'da bir iş bulmak zordur.

Es ist schwer, in Amerika Arbeit zu finden.

O, geçen ay Amerika'da idi.

Sie war letzten Monat in Amerika.

Amerika'da en sevdiğiniz şehir hangisi?

Welche Stadt in den Vereinigten Staaten gefällt dir am besten?

- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafından giderler.

- In Amerika fahren die Autos rechts.
- In Amerika gilt Rechtsverkehr.

Hani çevresi Amerika'da çok iyiydi ya

Hani war sehr gut in Amerika

Amerika'da yetişti ama ana dili Japonca.

Er ist in den Staaten aufgewachsen, aber seine Muttersprache ist Japanisch.

Meksika, Kuzey Amerika'da bulunan bir ülkedir.

Mexiko ist ein Staat in Nordamerika.

Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır.

In jeder amerikanischen Stadt gibt es eine Bücherei.

Orta ve Güney Amerika'da İspanyolca konuşulmaktadır.

Spanisch wird in Mittel- und Südamerika gesprochen.

Amerika'da her şehirde bir kütüphane vardır.

In jeder Stadt der Vereinigten Staaten befindet sich eine Bücherei.

Amerika'da pek çok orman yangını var.

Es gibt in den USA zahlreiche Waldbrände.

Gazlı su Amerika'da çok popüler değil.

In Amerika ist Sprudel nicht sehr beliebt.

Son zamanlarda koronavirüs Amerika'da hızla yayılıyor.

Das Coronavirus breitet sich in letzter Zeit rasant in Amerika aus.

Şu anda Amerika'da bir patent verildikten sonra

Wenn in den USA heute ein Patent vergeben wird,

Amerika'da Metropolitan Müzesi'nde gezen bir Türk gazeteci

Ein türkischer Journalist, der das Metropolitan Museum in Amerika besucht

Peki Amerika'da ne işi vardı değil mi?

Also, was machte er in Amerika?

O İngiltere'de doğdu ama Amerika'da eğitim gördü.

Er wurde in England geboren, aber in Amerika großgezogen.

Orta Amerika'da, ormanların yerini sığır çiftlikleri alıyor.

In Mittelamerika werden Wälder durch Rinderfarmen ersetzt.

Amerika'da yaşayan birçok farklı ırklarda insanlar vardır.

In Amerika leben Menschen vieler verschiedener Rassen.

Babasının Amerika'da yazdığı Çince kitabı okumayı seviyor.

Er liest gerne die chinesischen Bücher, die sein Vater in den USA geschrieben hat.

Kuzey Amerika'da emniyet kemerinizi bağlamamanız yasaya aykırıdır.

- In Nordamerika ist es widergesetzlich den Sicherheitsgurt nicht anzuschnallen.
- In Nordamerika ist es gegen das Gesetz, den Sicherheitsgurt nicht anzuschnallen.

O, Almanya'da yıldızdır ama Amerika'da tamamen bilinmez.

In Deutschland ist er eine Größe, in Amerika jedoch völlig unbekannt.

Amerika'da doğduğu için, Taro iyi İngilizce konuşur.

Weil er in Amerika geboren wurde, spricht Tarō gut Englisch.

Amerika'da birçok kişinin evlerinin etrafında çitleri var.

In den USA haben viele Leute Zäune um ihre Grundstücke.

Yerli Amerikalılar Avrupalılar gelmeden önce Amerika'da yaşıyordu.

Die Indianer lebten in Amerika, bevor die Europäer ankamen.

Evet Amerika'da bazı şirketler çalışanlarına bu programı yasakladı

Ja, einige Unternehmen in den USA haben dieses Programm für ihre Mitarbeiter verboten

Amerika'da düz dünya derneğinin 6 milyon üyesi var

Der Flat World Association hat 6 Millionen Mitglieder in Amerika

- Amerika'da birkaç arkadaşım var.
- ABD'de birkaç arkadaşım var.

- Ich habe einige Freunde in den Vereinigten Staaten.
- Ich habe ein paar Freunde in den USA.
- Ich habe ein paar Freunde in den Vereinigten Staaten.

O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.

Sie ist sowohl in Japan wie in Amerika wohlbekannt.

19. yüzyılda birçok Afrikalı Amerika'da köle olarak satıldı.

Im 19. Jahrhundert wurden viele Afrikaner als Sklaven in die USA verkauft.

Bisiklet sürmek Kuzey Amerika'da gittikçe daha popüler oluyor.

Radfahren wird in Nordamerika immer beliebter.

- Amerika 50 eyaletten oluşmaktadır.
- Amerika'da 50 eyalet vardır.

Amerika besteht aus fünfzig Staaten.

Tom Mary'nin tanıdığı babası Amerika'da doğmamış tek Amerikalı.

Tom ist der einzige Maria bekannte Amerikaner, dessen Vater nicht in Amerika geboren wurde.

Titicaca Gölü, Güney Amerika'da en büyük göl, Peru'dadır.

Der Titicacasee, der größte See Südamerikas, befindet sich in Peru.

- Amerika'daki her şehrin bir kütüphanesi vardır.
- Amerika'da her kasabada bir kütüphane bulunmaktadır.
- Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır.

In jeder amerikanischen Stadt gibt es eine Bücherei.

Latin Amerika'da Japon animasyonunu seven bir sürü insan var.

In Lateinamerika gibt es viele, die Anime mögen.

Amerika'da 2002 yılında Andrew Carlssin adında bir adam ortaya çıktı

Ein Mann namens Andrew Carlssin erschien 2002 in Amerika

Kuzey Amerika'da bir kişi omuzlarını silktiğinde bu; "bilmiyorum" anlamına gelir.

Zuckt in Nordamerika jemand mit den Schultern, heißt das: "Ich weiß nicht."

Bayan Tanaka yıllardır Amerika'da bulunduğu için çok iyi İngilizce konuşur.

Durch ihren langjährigen Aufenthalt in Amerika spricht Frau Tanaka ausgezeichnet Englisch.

Yoksulluk 2000'lerde Latin Amerika'da yüzde 50'den fazla azaldı.

Die Armut in Lateinamerika ging in den 2000er Jahren um über 50 Prozent zurück.

- Amerika'daki çoğu suçlu, uyuşturucuya bağımlıdır.
- Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.

Viele Kriminelle in Amerika sind drogenabhängig.

Amerika'da güvenlik güçlerinin bilgi almak için işkence yapması yasal değildir.

In den Vereinigten Staaten ist es den Vollzugsbehörden verboten, Folter zur Gewinnung von Informationen einzusetzen.

Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.

Er fing an, uns von seinen Erlebnissen während seines Amerikaaufenthalts zu erzählen. Wir waren ganz Ohr.

Amerika'da hazır yemek tüketimi 1977-1995 yılları arası üç katına çıktı.

In Amerika hat sich der Verzehr von Fastfood von 1977 bis 1995 verdreifacht.

Onlar Amerika'da herhangi birinin başkan olabileceğini söylüyorlar fakat belki gerçekten doğru değildir.

Es heißt zwar, in Amerika könne jeder Präsident werden, aber so ganz stimmt das wohl nicht.

Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.

In den USA gibt es mehr Häftlinge, als die Gefängnisse aufnehmen können. Daher sind die Haftanstalten überfüllt.

Ben şu anda Boston-Amerika'da yaşıyorum fakat yıl sonundan önce Japonya'ya geri dönmeyi planlıyorum.

- Ich wohne jetzt in Boston in den Vereinigten Staaten, will aber noch vor Ende des Jahres nach Japan zurück.
- Ich wohne jetzt in Boston in den Vereinigten Staaten; noch vor Ende des Jahres will ich aber nach Japan zurück.
- Ich wohne jetzt in Boston in den Vereinigten Staaten; ich will aber noch vor Ende des Jahres nach Japan zurück.

- Güney Amerika'nın en büyük gölü, Titicaca, Peru'da bulunur.
- Titicaca Gölü, Güney Amerika'da en büyük göl, Peru'dadır.

Der Titicacasee, der größte See Südamerikas, befindet sich in Peru.

On yıl sonra, Fransızların Kurtuluş Savaşı'nda sömürgecilere verdiği desteğin bir parçası olarak, General Rochambeau'ya Amerika'da eşlik etti

Zehn Jahre später begleitete er General Rochambeau nach Amerika, als Teil der französischen Unterstützung der

Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.

In vielen europäischen Küchen gibt es Waagen, weil trockene Zutaten dort nach Gewicht abgemessen werden, anders als in Amerika, wo sie nach Volumen abgemessen werden.

- Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.
- "İstifçiler" programı, Amerikalılardaki hariçten gazel okuma huyunun ana sebeplerinden biridir.

Die Fernsehsendung Hoarders ist eine der Hauptursachen für die sogenannte „armchair psychology“ in den Vereinigten Staaten.

Çatal kullanıcıları temel olarak Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da; yemek çubuğu kullanıcıları Doğu Asya'da ve parmak kullanıcıları ise Afrika, Orta Doğu, Endonezya ve Hindistan'dadırlar.

Menschen, die mit einer Gabel essen, wohnen hauptsächlich in Europa, Nordamerika und Lateinamerika; Menschen, die mit Stäbchen essen, wohnen in Ostasien, und Menschen, die mit ihren Fingern essen, wohnen in Afrika, im Nahen Osten, in Indonesien und Indien.

- O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
- O, Birleşik Devletler'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
- O, ABD'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
- O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü ama onun ana dili Japonca.
- O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü lâkin onun ana dili Japonca.
- O, Amerika'da büyüdü fakat onun ana dili Japonca.

Er ist in den Staaten aufgewachsen, aber seine Muttersprache ist Japanisch.