Translation of "Açıkçası" in German

0.009 sec.

Examples of using "Açıkçası" in a sentence and their german translations:

Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.

Ehrlich gesagt, ich mag sie nicht.

O, açıkçası kaçınılmazdır.

Das ist offensichtlich unvermeidlich.

Açıkçası siz hatalısınız.

Ehrlich gesagt haben Sie Unrecht.

Açıkçası o hatalı.

Er hat offensichtlich unrecht.

Açıkçası bunu anlayamıyorum.

- Ehrlich gesagt verstehe ich das nicht.
- Das kann ich, offen gestanden, nicht verstehen.

Açıkçası Mary sarhoştu.

Maria war offenbar betrunken.

Açıkçası bundan hoşlanmıyorum.

Ehrlich gesagt, ich mag es nicht.

Tom açıkçası yorgundu.

Tom war ganz klar müde.

Açıkçası, geçen yıl evlendik.

Um die Wahrheit zu sagen: wir haben letztes Jahr geheiratet.

Açıkçası, ben fikri beğenmiyorum.

- Ehrlich gesagt, gefällt mir diese Idee nicht.
- Ehrlich gesagt, gefällt mir diese Vorstellung nicht.

Açıkçası, senin görüşünü sevmiyorum.

Ehrlich gesagt, gefällt mir deine Idee nicht.

Açıkçası onunla konuşmak istiyorum.

Ich möchte offen mit ihm reden.

Tom'un açıkçası şüpheleri var.

Offensichtlich hat Tom seine Zweifel.

Açıkçası, senin giydiklerini beğenmiyorum.

Ehrlich gesagt, gefällt mir das, was du trägst, nicht.

Tom açıkçası çok sarhoştu.

Tom war offensichtlich sehr betrunken.

Açıkçası, ev ödevimi yapmadım.

Ehrlich gesagt, habe ich meine Hausaufgaben nicht gemacht.

Açıkçası Tom seni seviyor.

Tom liebt dich offenbar.

Tom açıkçası çok popüler.

Tom ist offensichtlich sehr beliebt.

Açıkçası, saç kesimini sevmiyorum.

- Um ehrlich zu sein, ich mag deine Frisur nicht.
- Ehrlich gesagt mag ich deine Frisur nicht.

Açıkçası dünya yuvarlak değil.

Genau genommen ist die Erde nicht rund.

Açıkçası o yalan söylüyor!

Sie lügt offenbar!

Açıkçası bunu çok fazla düşünmedim.

Ehrlich, ich habe selbst nicht viel daran gedacht.

Açıkçası, ben senin düşünceni beğenmiyorum.

- Ehrlich gesprochen, gefällt mir deine Idee nicht.
- Ehrlich gesagt, gefällt mir deine Idee nicht.

Açıkçası başka bir yol yoktu.

Es ging offenbar nicht anders.

- Açıkçası yanılıyorsun.
- Belli ki yanılıyorsun.

Da irrst du dich sicher.

O açıkçası benden daha güzel.

Sie ist offensichtlich hübscher als ich.

Açıkçası çok hayal kırıklığına uğradım.

Ich bin selbstverständlich sehr enttäuscht.

- Açıkçası, burada neler olduğunu bilmiyorum.
- Açıkçası, burada neler olduğu konusunda bir fikrim yok.

Ehrlich gesagt, habe ich keine Ahnung, was hier vor sich geht.

Açıkçası, onun fikrinden o kadar etkilenmedim.

Ehrlich gesagt, bin ich von seiner Idee nicht beeindruckt.

Tom açıkçası bir şey hakkında endişeli.

Tom macht sich offensichtlich wegen irgend etwas Sorgen.

Açıkçası, Tom Fransızcayı çok iyi anlamaz.

Tom versteht offensichtlich Französisch nicht sehr gut.

Açıkçası, sadece birini seçerseniz ve onda ustalaşırsanız

Doch auch wenn Sie nur eine auswählen und beherrschen,

Açıkçası, bazı konularda hemfikir olduk, bazılarında olamadık.

In manchem sind wir uns einig, in anderem nicht.

Yani bizim rahatsız olduğumuzdan dolayı değil açıkçası

Also ehrlich gesagt, nicht weil wir uns unwohl fühlen,

- Açıkçası o hatalıdır.
- Dürüstçe konuşmak gerekirse, o hatalıdır.

Offen gesagt, er irrt sich.

Açıkçası, yapmak istediğim her şeyi yapmak için zamanım yoktu.

Ich habe einfach nicht die Zeit, all das zu tun, was ich tun möchte.

Açıkçası senin kendi çabalarınla hayatta ilerlemen gerektiğini kabul ediyorum.

Natürlich stimme ich dem Gedanken zu, dass man durch eigene Anstrenungen im Leben vorankommen sollte.

- Açıkçası, canım, umurumda değil.
- Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.

Ehrlich gesagt, meine Liebe, kümmert es mich nicht die Bohne.

Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.

Diese Arbeit kann offensichtlich nicht von einer Person gemacht werden. Darum ist Tatoeba gemeinschaftlich.

Açıkçası Tom onun pahalı çay fincanlarından birini kırdığını Mary'nin fark etmemesini umut ediyor.

Tom hofft inbrünstig, dass Maria nicht merkt, dass er eine ihrer teuren Teetassen zu Bruch gehen ließ.