Translation of "Yaşından" in French

0.004 sec.

Examples of using "Yaşından" in a sentence and their french translations:

On sekiz yaşından büyük müsün?

Est-ce que tu as plus de dix-huit ans ?

Maryse 20 yaşından önce nasıldı?

Comment était Maryse avant l'âge de 20 ans ?

O, on yaşından beri İngilizce öğreniyor.

Elle apprend l'anglais depuis l'âge de dix ans.

Olga sekiz yaşından beri çello çalıyor.

Olga joue du violoncelle depuis l'âge de huit ans.

Çünkü 16 yaşından beri her gün çalışıyor

Car il a travaillé tous les jours depuis l'âge de ses 16 ans

Ben on yaşından önce bir aslan görmemiştim.

Je n'avais jamais vu de lion avant l'âge de mes dix ans.

Yetimlerin yüzde doksan beşi 5 yaşından büyüktür.

Quatre-vingt quinze pour cent des orphelins ont plus de cinq ans.

O, otuz yaşından daha fazla gibi görünüyor.

Il semble qu'elle ait plus de trente ans.

Bazı bebekler bir yaşından önce bile yüzmeyi öğrenirler.

Certains bébés apprennent à nager avant même d'avoir un an.

O, on yaşından önce üç kez evden kaçtı.

Il a fugué de la maison trois fois avant ses dix ans.

Böylece, 10 yaşından 80 yaşına kadar insanları test ettik

On a fait une étude avec des personnes âgées entre 10 et 80 ans

İşte bu kadar kadın 18 yaşından önce evlenmiş durumda.

C'est le nombre de femmes mariées avant leur 18ème anniversaire.

O on sekiz yaşından beri aynı erkek arkadaşa sahip.

Elle a le même petit copain depuis qu'elle a dix-huit ans.

O, savaşta ölmeseydi, şimdi altmış yaşından daha fazla olurdu.

S'il n'était pas tombé à la guerre, il aurait plus de soixante ans maintenant.

Böyle bir yargıç emeklilik yaşından önce işinden emekli olması gerekir.

Un juge pareil devrait quitter son travail avant l'âge de la retraite.

Arabada 16 yaşından küçük bir çocuk varken sigara içmek yasaya aykırıdır.

Fumer dans une voiture avec un enfant de moins de 16 ans est contraire à la loi.

Elli yaşından sonra yeni bir dil öğrenmek o kadar kolay değil.

Ce n'est pas si facile d'apprendre une nouvelle langue après cinquante ans.

Bir kadın ve evet beş yaşından küçük üç çocuğu olan bir anne.

Une femme et une mère de trois enfants de moins de cinq ans.

Ben üç yaşından beri bale dersleri alıyorum ve bir balerin olmayı umuyorum.

Je prends des leçons de ballet depuis l'âge de trois ans et j'espère devenir une ballerine.

2030'a kadar onun nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşından büyük olacak.

En 2030, vingt-et-un pour cent de la population aura plus de soixante-cinq ans.

Sigara içerken, ömrünüzü kısaltıyorsunuz, der bana insanlar. 18 yaşından beri içiyorum, 65 yaşına vardım, eğer içmemiş olsaydım, 70 yaşına varacaktım. İleride iyi olacağım !

En fumant, vous abrégez votre vie, me dit-on. Je fume depuis l'âge de dix-huit ans, j'en ai soixante-cinq, si je n'avais pas fumé, j'en aurais soixante-dix. Je serais bien avancé !