Translation of "Uzaktan" in French

0.009 sec.

Examples of using "Uzaktan" in a sentence and their french translations:

Uzaktan kumanda nerede?

- Où est la télécommande ?
- Où est la télécommande ?

Buna uzaktan cerrahi diyoruz.

On appelle ça la téléchirurgie.

Şehrin ışıklarını uzaktan görebilirdik.

Nous pouvions voir les lumières de la ville au loin.

Bana uzaktan kumandayı uzat.

Passe-moi la télécommande.

Çocukların kahkahası uzaktan duyulabiliyordu.

On pouvait entendre les rires des enfants, au loin.

Mümkün olduğunca uzaktan çalışın.

Travailler à distance quand c'est possible.

Onu zaten uzaktan görmüştüm.

Je l'avais déjà repéré de loin.

Uzaktan bakınca, o tatlı.

Vu de distance, elle est jolie.

Uzaktan kumandan var mı?

Est-ce que t'as la télécommande ?

O, ona uzaktan akrabadır.

- Elle lui est vaguement apparentée.
- Elle lui est apparentée de manière lointaine.

Uzaktan ne hacklenemez biliyor musunuz?

Qu'est-ce qui ne peut pas être piraté à distance ?

Resim uzaktan daha iyi görünür.

L'image est plus belle de loin.

Uzaktan bir silah sesi duyuldu.

- Une détonation se fit entendre au loin.
- Un coup de feu se fit entendre au loin.

Dağlar uzaktan daha hoş görünür.

À distance, les montagnes ont l'air plus belles.

Tom benim uzaktan bir akrabam.

Thomas est un de mes parents éloignés.

Sandalyenin altında uzaktan kumanda var.

Il y a une télécommande sous le fauteuil.

Uzaktan kumandayı bana uzatabilir misin?

- Pourrais-tu me passer la télécommande ?
- Pourriez-vous me passer la télécommande ?
- Pourrais-tu me passer la zapette ?

Tokyo Kulesi'ni çok uzaktan görebilirim.

Je pouvais voir la tour de Tokyo au loin.

Uzaktan birinin bana seslendiğini duydum.

J'ai entendu quelqu'un m'appeler de loin.

Görünüşüne rağmen... ...aslında uzaktan bir akrabamızdır.

Malgré son apparence, c'est en fait notre cousine éloignée.

uzaktan uzağa ekolojinin devam edebilmesi için

continuer l'écologie de loin

Aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

en fait, cela n'a rien à voir avec l'islam

Koronavirüs önlemleri çatısında uzaktan eğitime başlandı

l'enseignement à distance a commencé sur le toit des mesures contre les coronavirus

Google'a biraz daha şöyle uzaktan baktığımızda

Quand on regarde Google un peu plus loin,

Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.

La statue de bronze a l'air assez belle à distance.

Bu resim uzaktan daha iyi görünüyor.

Cette image rend mieux de loin.

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.

J'ai vu une silhouette s'approcher.

Uzaktan bir ışık gördüğümüzde mutlu olduk.

Nous avons été heureux d'apercevoir une lumière au loin.

İnsanlığı sevmek için uzaktan izlenebilir olmalıdır.

Pour aimer l’humanité, il faut la voir de loin.

Orman yangınının dumanı çok uzaktan görüldü.

On voyait la fumée de l'incendie de forêt de très loin.

- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağı gibi görünüyor.
- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağına benziyor.

Vue de loin, cette montagne ressemble au Mont Fuji.

Uzaktan çalışmanın içine kapanık insanların rüyası sanabilirsiniz.

On peut penser que travailler à distance est un rêve d'introverti :

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Prenez votre télécommande et choisissez.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Alors prenez votre télécommande et choisissez.

Medya ile uzaktan yakından alakası bile yok

pas même étroitement lié aux médias

Uzaktan bakıldığında, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

De loin, il ressemblait à un visage humain.

Kanepenin altında bir TV uzaktan kumandası var.

- Il y a une télécommande sous le canapé.
- Sous le canapé, il y a une télécommande.

Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.

Vu de loin, le rocher ressemblait à un visage humain.

Gezgin uzaktan bir ışık gördü ve sevindi.

Le voyageur vit une lumière au loin et se réjouit.

Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.

Quand on regarde de loin, la plupart des choses paraissent jolies.

Bir arkadaşım Emily Dickinson ile uzaktan akraba.

Un ami à moi est lointainement apparenté à Emilie Dickinson.

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Prenez votre télécommande et choisissez vite.

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Prenez votre télécommande et choisissez.

uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:

nous avons besoin de quelque chose qui dépasse les données de télédétection.

Uzaktan bakıldığında taş bir insan yüzü gibi görünüyor.

Vue de loin, cette pierre ressemble à un visage humain.

Bu adamın dürüstlük ile yakından uzaktan alakası yok.

Cet homme est tout sauf honnête.

Benim bir evcil hayvan teorim şeylerin uzaktan görülmesidir.

Une théorie que j'aime bien est que les choses doivent être vues avec du recul.

Son zamanlarda uzaktan eğitim hakkında birçok konuşma vardı.

Récemment, il y a eu beaucoup de discussions à propos de l'éducation à distance.

Yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok

donc en bref, nous n'avons rien à voir avec la technologie

Uzaktan bakıldığında, büyük kaya eski bir kale gibi görünüyor.

Vu de loin ce grand rocher ressemble à un vieux château.

Uzaktan bakıldığında, bu taş bir kişinin yüzü gibi görünüyor.

- Vue de loin, cette pierre ressemble à un visage humain.
- À distance, cette pierre ressemble à un visage humain.

Büyükanne uzaktan kumandanın nasıl kullanılacağını öğrendi ama ertesi gün unuttu.

Mamie comprit comment utiliser la télécommande, mais oublia le lendemain.