Translation of "Oturma" in French

- Kanepeye oturma.
- Divana oturma.

Ne pas s'asseoir sur le sofa.

Yere oturma.

Ne vous asseyez pas par terre.

Tom oturma odasında.

Tom est dans le salon.

Misafirler oturma odasında.

Les invités sont dans le salon.

Ziyaretçilerimiz oturma odasında oturuyor.

Nos visiteurs sont assis dans le salon.

TV'ye çok yakın oturma.

- Ne t'assois pas trop près de la télé.
- Ne vous asseyez pas trop près de la télévision.

O bankın üzerinde oturma.

Ne vous asseyez pas sur ce banc.

Biz oturma odasında dinlendik.

Nous nous sommes reposés dans le salon.

Oturma odasına geri gittik.

Nous sommes revenus dans le salon.

- Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odası, yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.

Le salon jouxte la salle à manger.

Oturma odanda oturarak İsa olamazsın.

On ne peut pas devenir Yeezus dans notre salon.

Oturma odasındaki herkes televizyon izliyor.

Tout le monde est dans le salon à regarder la télé.

Kim oturma odasında piyano çalıyor.

Qui joue du piano dans le salon ?

Tom tekrar oturma odasına gitti.

Tom revint dans le salon.

Oturma odamda geniş pencereler var.

Mon salon a de grandes fenêtres.

Kendisini ziyaret ettiğimde, Milo oturma odasındaydı.

Miho était dans le salon quand je lui ai rendu visite.

Biz silah atışı duyduğumuzda oturma odasındaydık.

- Nous nous trouvions dans le salon lorsque nous entendîmes le coup de feu.
- Nous nous trouvions dans le salon lorsque nous entendîmes la détonation.
- Nous nous trouvions dans le salon lorsque nous avons entendu le coup de feu.
- Nous nous trouvions dans le salon lorsque nous avons entendu la détonation.

Yeni evimdeki oturma odası çok büyük.

Le salon de ma nouvelle maison est spacieux.

Ne mutfakta ne de oturma odasında.

Elle n'est pas dans la cuisine ni dans le salon.

- Tüm oturaklar ayrılmış.
- Tüm oturma yerleri tutulmuş.

Tous les sièges sont réservés.

Ben kitabı oturma odasındaki masanın üstüne koydum.

J'ai posé le livre sur la table du salon.

Tom oturma odasını temizlemek için söz verdi.

Tom a promis de nettoyer le salon.

En ön sırada oturma şerefine nail oldum.

J'ai eu l'honneur de m'asseoir au premier rang.

Oturma odasında uzun tüylü bir halı var.

Il y a un tapis à poils longs dans le salon.

Oturma odasında korkunç bir kaos hüküm sürüyor.

Il règne un chaos effroyable dans le salon.

Zamanımın çoğunu oturma odamda dans ederek geçiririm.

Je passe la plupart de mon temps à danser dans mon salon.

Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu.

Mon petit frère courut complètement nu à travers le salon.

O, oturma odasında yüce İsa'nın bir resmine sahip.

Il a une peinture de Jésus-Christ dans le salon.

Tom ve Mary oturma odasındaki mobilyaları yeniden düzenlediler.

Thomas et Marie ont réarrangé les meubles de leur salon.

Tom'un karısı o, oturma odasında sigara içtiğinde bundan hoşlanmıyor.

La femme de Tom n'aime pas quand il fume dans le salon.

Küçük erkek kardeşim anadan doğma vaziyette oturma odasına koştu.

Mon petit frère courut complètement nu à travers le salon.

Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.

Il y a 3 chambres, une cuisine, une salle à manger, un salon et une salle de bain.