Translation of "Akıllıdır" in French

0.004 sec.

Examples of using "Akıllıdır" in a sentence and their french translations:

Maymunlar akıllıdır.

Des singes sont intelligents.

Köpek akıllıdır.

- Le chien est intelligent.
- Le chien est malin.

O akıllıdır.

Il est intelligent.

Kediler akıllıdır.

Les chats sont malins.

Köpekler akıllıdır.

Les chiens sont malins.

O çocuk akıllıdır.

Ce garçon est intelligent.

O, kesinlikle akıllıdır.

Il est certainement intelligent.

O, yakışıklı ve akıllıdır.

Il est beau et intelligent.

Bazı sincaplar çok akıllıdır.

- Certains écureuils sont très malins.
- Certains écureuils sont très futés.

- O akıllı.
- O akıllıdır.

Il est intelligent.

- Tom akıllı.
- Tom akıllıdır.

Tom est intelligent.

Mary güzel ve akıllıdır.

Mary est belle et intelligente.

Tom, Mary'den daha akıllıdır.

Tom est plus intelligent que Mary.

Tom benden daha akıllıdır.

Tom est plus sage que moi.

Tom senin kadar akıllıdır.

Tom est aussi malin que toi.

Oraya yalnız gitmeyecek kadar akıllıdır.

Il a assez de bon sens pour ne pas y aller seul.

O iyi görünümlü ve akıllıdır.

Il est séduisant et intelligent.

O göründüğünden çok daha akıllıdır.

Elle est bien plus intelligente qu'elle ne paraît.

O, onunla tartışmayacak kadar akıllıdır.

Elle n'est pas bête au point de se disputer avec lui.

Yaşlı insanlar genellikle çok akıllıdır.

Les vieillards sont souvent pleins de sagesse.

O,ağabeyinden daha az akıllıdır.

Il est moins intelligent que son grand frère.

- O çok bilgilidir.
- O çok akıllıdır.

Elle est très sage.

Adam böyle şeyler yapmak için fazla akıllıdır.

L'homme est trop sage pour faire des trucs pareils.

O, sınıf arkadaşlarından herhangi biri kadar akıllıdır.

Il est aussi intelligent que n'importe lequel de ses camarades.

Onun genç olduğu doğrudur ama o akıllıdır.

C'est vrai qu'il est jeune, mais il est intelligent.

O şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.

Elle est plus âgée et plus sage, maintenant.

On yaşındaki bir çocuk için o çok akıllıdır.

Il est très intelligent pour un garçon de dix ans.

- O, yakışıklı ve akıllıdır.
- O zeki ve iyi görünümlü.

Il est beau et intelligent.

- Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır.
- Tom seninle dövüşmeyecek kadar mantıklıdır.

Tom est trop malin pour se battre avec toi.

- Böyle bir şeye inanacak kadar aptal değildir.
- Böyle bir şeye inanmayacak kadar akıllıdır.

- Il est suffisamment avisé pour ne pas croire à une telle chose.
- Il n'est pas bête au point de croire à une chose pareille.

- O da sınıftaki diğer çocuklar kadar zekidir.
- O, sınıftaki herhangi bir diğer çocuk kadar akıllıdır.

Il est aussi intelligent que n'importe quel autre garçon de la classe.