Translation of "ışığında" in French

0.003 sec.

Examples of using "ışığında" in a sentence and their french translations:

NASA'nın ışığında

À la lumière de la NASA

Ay ışığında ışıyorlar.

Elles brillent à la lumière de la lune.

şeyler hakkında bilim ışığında

que vous aurez du mal à oublier,

Bunu güneş ışığında bırakabilirsiniz

et vous la laissez au soleil,

Ay ışığında yürümek romantikti.

C'était romantique de marcher au clair de lune.

Yıldızlar gün ışığında görünmez.

Les étoiles sont invisibles en plein jour.

Periler ay ışığında dans ettiler.

Les fées dansèrent au clair de lune.

İkinci trafik ışığında sola dön.

- Tournez au deuxième feu à gauche !
- Tourne au deuxième feu à gauche !
- Tournez au second feu à gauche !
- Tourne au second feu à gauche !

Mum ışığında akşam yemeği yedik.

Nous avons dîné aux chandelles.

Bizler " Nasa'nın " ışığında düz dünyacılara deli diyoruz

nous appelons les platistes mondialistes fous à la lumière de la "Nasa"

. Özellikle dünyanın tanık olduğu nüfus enflasyonu ışığında

terres et avec plus d'emplois. Surtout à la lumière de l'inflation démographique à laquelle le

Biz problemi kültürel farklılıklar ışığında düşünmek zorundayız.

Nous devons considérer le problème à la lumière des différences culturelles.

Bize söylediğinin ışığında planımızı gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

À la lumière de ce que tu nous as dit, je pense que nous devrions revoir notre plan.

Sen karınla mum ışığında akşam yemeği mi yiyorsun?

Dînes-tu à la chandelle avec ta femme ?

Bizim gibi o da ay ışığında pek renk göremez.

Comme nous, il perçoit mal les couleurs la nuit,

Aldığı uluslararası dengeler listesi adı verilen listeyle yapılan yarışmanın ışığında zafer

la suite d'un concours avec la liste appelée la liste des équilibres internationaux, qui

Ihtimalinin ışığında, on yedi özel istihbarat teşkilatı için etkili bir orkestra

de restaurer le rôle du directeur du renseignement national en tant que fournisseur de

Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.

Sous le soleil, ma tête a commencé à tourner et je me suis allongé pour me reposer sur l'herbe.

Sonra Irak'ı yıpratan uzun bir savaşın ışığında uygulanmasını zor bir proje haline

ce qui en a fait un projet difficile à mettre en œuvre à la lumière d'une longue guerre qui a épuisé l'Irak après l'

- Tom sabahın köründe uyandı.
- Tom sabahın ilk ışığında uyandı.
- Tom şafak sökümünde uyandı.

- Tom se réveilla à l'aube.
- Tom s'est réveillé aux aurores.

- O kırmızı trafik ışığında caddenin karşısına yürüdü.
- Caddeyi kırmızı ışıkta yaya olarak geçti.

Il a traversé la rue à pied au feu rouge.

- Kedi, pencereden giren güneş ışığının altında gerinebildiği kadar gerinerek yatıyordu.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.

Le chat était étendu de tout son long dans la lumière du soleil, rayonnant par la fenêtre.