Translation of "Zorlanıyorum" in English

0.010 sec.

Examples of using "Zorlanıyorum" in a sentence and their english translations:

Uyumakta zorlanıyorum.

I've been having trouble sleeping.

Uyanmakta zorlanıyorum.

I've been having trouble waking up.

Odaklanmakta zorlanıyorum.

I'm having trouble focusing.

Kendime inanmakta zorlanıyorum.

- I'm having trouble believing it myself.
- I hardly believe it myself.

Ben çiğnemede zorlanıyorum.

- I have difficulty chewing.
- It is hard for me to chew.

Buna inanmakta zorlanıyorum.

- I can scarcely believe it.
- I can hardly believe it.

Karar almakta zorlanıyorum.

I have trouble making decisions.

Kadınlarla konuşmakta zorlanıyorum.

I have trouble talking to women.

Onu yapmaya zorlanıyorum.

I'm being forced to do that.

Bugün konsantre olmakta zorlanıyorum.

It's hard for me to concentrate today.

Kelimeyi telaffuz etmekte zorlanıyorum.

It is difficult for me to pronounce the word.

Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

I have trouble controlling my emotions.

Tom'a ayak uydurmakta zorlanıyorum.

I have trouble keeping up with Tom.

Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

I have trouble controlling my anger.

İnsanların adlarını hatırlamakta zorlanıyorum.

I have trouble remembering people's names.

Her zaman cevap verirken zorlanıyorum:

that's a little bit more difficult to answer,

Onun ne söylediğini anlamakta zorlanıyorum.

I find it difficult to understand what he is saying.

Çok gürültü olduğundan uyumakta zorlanıyorum.

It's hard for me to sleep as there's so much noise.

Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum.

I still have difficulty in making myself understood in French.

Kendimi İngilizce olarak anlatmamda hâlâ zorlanıyorum.

I still have difficulty in making myself understood in English.

Yaşamak için bir yer bulmakta zorlanıyorum.

I'm having trouble finding a place to live.

Derin çamurda birkaç adım atmakta bile çok zorlanıyorum.

And I'm struggling even to get a few steps at a time in this deep mud.

- Bunu açıklamakta zorlanıyorum.
- Bunu açıklarken zor bir zaman geçiriyorum.

I'm having a hard time explaining this.

- Öğrencilerimin isimlerini hatırlamakta zorlanıyorum.
- Öğrencilerimin adlarını hatırlamakta zorluk yaşıyorum.

I have trouble remembering my students' names.

Çok Fransızca kelime biliyorum ama cümle içinde bir araya getirmekte zorlanıyorum.

I know a lot of French words, but it's difficult for me to combine them into sentences.