Translation of "Yazılı" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yazılı" in a sentence and their english translations:

Yazılı olarak koyun.

Put that in writing.

Adım nerede yazılı?

Where is my name written?

Kitapta ne yazılı?

What is written in the book?

Yazılı sınavda başarısız oldum.

I failed the written test.

Lütfen yazılı talep doldurun.

Please file a written request.

Gelecek taşta yazılı değil.

The future isn't written in stone.

Suçluluk tüm yüzünde yazılı.

Guilt is written all over your face.

Yazılı olarak müracaat edin.

Apply in writing.

Soruyu yazılı hale getirin.

Put the question in writing.

Yarın yazılı sınavım var.

Tomorrow I have the written exam.

Onu yazılı olarak görmek istiyorum.

I'd like to see that in black and white.

Duvarda yazılı mektupları okumaya çalıştık.

We tried to make out the letters written on the wall.

O, yazılı görüşünü teslim etti.

He submitted his written opinion.

O, duvarda yazılı adımı gördü.

She saw my name written on the wall.

Helikopterde hiçbir şey yazılı değil.

Nothing is written on the helicopter.

Onu yazılı olarak alabilir miyim?

Can I get that in writing?

Senin yazılı izne ihtiyacın var.

You need written permission.

- Bunların hepsi yazıldı.
- Hepsi yazılı.

It's all been written.

Burada yazılı adresten bana ulaşabilirsiniz.

You can reach me at the address written here.

Tahtada yazılı olan benim adımdı.

Written on the blackboard was my name.

Pek çok dil yazılı değildir.

Many languages are not written.

- Yol işaretinde ne yazılı? - TEK YÖN.
- Trafik işaretinde ne yazılı? - TEK YÖN.

What is written on the road sign? - ONE WAY.

Sınıflandırdığım şeyden yazılı dil keşfedilmeden önce

before written language was discovered,

Tom yazılı olarak şikâyette bulunmak istiyor.

Tom wants to file a complaint.

Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.

There were a lot of writings about homosexuality.

Onu yazılı olarak alabilir miyim, lütfen?

Can I have it in writing, please?

Onu bana yazılı olarak verebilir misin?

Can you give me that in writing?

Bellek silinir ama yazılı söz kalır.

Memory fades but the written word remains.

Sayfada yazılı tek kelime "kurbağa" kelimesiydi.

The only word written on the page was the word "frog."

Tahtada ne yazılı olduğunu okuyabiliyor musun?

Can you read what's written on the blackboard?

O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.

He said the treaty must be approved as written.

Tom tahtada ne yazılı olduğunu göremiyor.

Tom can't see what's written on the blackboard.

Ve yazılı edebiyatın en eski parçalarından biri

and it's part of one of the oldest written-down forms of literature,

Vagon ve koltuk numarası biletin üzerinde yazılı.

The car and seat number are written on the ticket.

Bana restoranı yazılı olarak tarif eder misin?

Could you write me directions to the restaurant?

Aslında yazılı olmayan sokaklarda olan bir kural vardır

Actually, there is a rule on unwritten streets

Getirilmedi . Kurye tarafından gönderilen yazılı talimatlar hazırlayarak , generalin

A Chief of Staff led the staff section, which  was responsible for turning the general’s  

Tom Fransızca alt yazılı bir Japon filmi izledi.

- Tom watched a Japanese movie with French subtitles.
- Tom watched a Japanese movie subtitled in French.

Şişede, belirtiler süreklilik gösterirse doktoruma danışmam gerektiği yazılı.

On the bottle it says that I should consult my doctor if symptoms persist.

Tom sana dizüstünde ne yazılı olduğunu söyledi mi?

Did Tom tell you what was written in the notebook?

Sümercenin bilinen en eski yazılı dil olduğu düşünülüyor.

Sumerian is thought to be the oldest known written language.

Yazılı sınavda dil bilgisi kaynaklı hata var mı?

- Are there any grammatical errors in the written exam?
- Are there any grammatical errors in the written test?

Lütfen bunu benim için yazılı olarak onaylar mısın?

Could you please confirm that for me in writing?

Kısa, yazılı emirlere dönüştürme yeteneğine sahipti . Napolyon ve Berthier

Napoleon and Berthier established a  highly effective working relationship  

Yarın ilk iş, elimde yazılı bir rapor olmasını istiyorum.

I want a written report in my hands first thing tomorrow morning.

Sana verdiğim o kağıt paçasında yazılı şeyi okumanı öneriyorum.

I suggest you read what's written on that piece of paper I gave you.

Tom Mary'ye üzerinde adresi yazılı bir kağıt parçası verdi.

Tom handed Mary a piece of paper with his address written on it.

Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir.

You really should get this agreement down in writing.

Tom Mary'nin yazılı bir özür sunmak zorunda olduğunu söyledi.

Tom said that Mary had to submit a written apology.

Televizyon gösterilerinin alt yazılı veya dublajlı olmasını tercih eder misin?

- Do you prefer subtitled or dubbed TV shows?
- Do you prefer it when TV shows are subtitled or dubbed?
- Do you prefer for television shows to be subtitled or dubbed?

Braxton: Hikayeye göre, John Coltrane yazılı müziği getirmiş, kayda hazır

Braxton: The story goes that John Coltrane brought in the music, he shows up ready to

Wikipedia'da yazılı olanların her zaman doğru olmadığını aklınızda tutmanız gerekir.

You need to bear in mind that what is written on Wikipedia isn't always true.

Tom bana üzerinde adresi yazılı olan bir kağıt parçası uzattı.

Tom handed me a piece of paper with his address written on it.

Resmi yazılı İngilizce you're, won't ve can't gibi kısaltmalardan kaçınır.

Formal written English avoids contractions, such as you're, won't, and can't.

Hangi planı istediğine karar verdiğin zaman , yazılı olarak bizi bilgilendir.

When you decide which plan you want, please notify us in writing.

Yazılı olarak yapmanız gereken tek şey onu açık ve ilginç tutmaktır.

All you have to do in writing is to keep it clear and interesting.

Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?

TV şovları alt yazılı veya dublajlı olduğu zaman bunu tercih eder misiniz?

Do you prefer it when TV shows are subtitled or dubbed?

Taş üzerinde yazılı bir şey vardı ve onlar bunun ne olduğunu çözmeye çalıştılar.

There was something written on the stone, and they tried to make out what it was.

"Alışverişinizden mutlu değilseniz, istediğiniz zaman iade edebilirsiniz." "Bu sözü yazılı olarak alabilir miyim?"

"If you're not happy with your purchase, you can return it at any time." "Could I get that in writing?"

Seninle son derece açık yüreklilikle konuşacağım bu yüzden söyleyeceğim her şeyi üzerinde yazılı değerden almanı istiyorum.

I'm going to speak to you with utmost candor so I want you to take everything I'm about to say at face value.

Bu kelime kitabında yazılı 1.000 tane İngilizce kelime var ve onların hepsi temmuz ayına kadar hafızaya alınmak zorunda.

There are 1,000 English words written down in this vocabulary book, and they all have to be memorized by July.

1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.

"Tom, bunu sen çevirdin, değil mi? "Evet, Neden?" "Modemism nedir?" "Bilmiyorum ama o, metinde yazılı." "Gerçekten mi?" "Gerçekten! bak!" "Ah. bekle ama o modernism diyor."

"Tom, you translated this, right?" "Yeah, why?" "What's 'modemism'?" "I dunno, but it was written in the text." "Really?" "Really! Take a look!" "Ah, wait, but it says 'modernism'!"