Translation of "Yaparlar" in English

0.010 sec.

Examples of using "Yaparlar" in a sentence and their english translations:

- İstediklerini yaparlar.
- İstedikleri şeyi yaparlar.

- They do what they want to do.
- They do what they want to.
- They do what they want.

Onu nasıl yaparlar?

How do they do it?

Onu her hafta yaparlar.

They do it each week.

- Onlar kayar.
- Kayak yaparlar.

They ski.

Yeşil bitkiler fotosentez yaparlar.

Green plants carry out photosynthesis.

Arkadaşlar şeyleri birlikte yaparlar.

Friends do things together.

Çocuklar aptalca şeyler yaparlar.

Kids do stupid things.

Kuşlar, yuvalarını ağaçlara yaparlar.

Birds make their nests in trees.

Tom'un çocukları istediklerini yaparlar.

Tom's children do what they want.

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

Real people do this work,

Sık sık Avrupa'ya seyahatler yaparlar.

They make frequent trips to Europe.

Onlar bu fabrikada oyuncak yaparlar.

They make toys at this factory.

Ergenler birçok ahmakça şeyler yaparlar.

- Teens do a lot of dumb stuff.
- Teenagers do a lot of stupid things.

Martılar koloniler halinde yuva yaparlar.

Seagulls nest in colonies.

Bazı Asyalı erkekler makyaj yaparlar.

Some Asian men wear makeup.

İnsanlar böyle durumlarda hata yaparlar.

People make mistakes in a situation like this.

İnsanlar neden böyle şeyler yaparlar?

Why do people do things like that?

Tam senin önünde sandviç yaparlar.

They make the sandwich right in front of you.

- Onlar eşya çalar.
- Hırsızlık yaparlar.

They steal stuff.

Deneyimli editörler iyi iş yaparlar.

Experienced editors do good work.

İnsanlar eski altınla ne yaparlar?

What do people do with old gold?

Doktorlar en kötü hastaları yaparlar.

Doctors make the worst patients.

Onlar her şeyi birlikte yaparlar.

They do everything together.

Onlar bunu herkes için yaparlar.

They do that to everyone.

Onlar Tom'a iyi ödeme yaparlar.

They pay Tom well.

Bazen çocuklar kötü seçimler yaparlar.

Sometimes kids make bad choices.

Köpekler istedikleri zaman çiş yaparlar.

Dogs pee when they want.

Ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.

they either do more of the same things, or they do less of the same things.

Haber sunucuları prompter ile program yaparlar

news servers make programs with prompters

Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.

Our trading companies do business all over the world.

Nehirde karşıdan karşıya feribot seferleri yaparlar.

They run a ferry service across the river.

Öğle yemeğinden sonra genelde şekerleme yaparlar.

After lunch, they usually have a nap.

Onlar onu bizden daha hızlı yaparlar.

They do it faster than us.

Tam senin gözlerinin önünde sandviç yaparlar.

They make the sandwich right in front of your eyes.

Genç insanlar sık sık hatalar yaparlar.

Young people often make mistakes.

Sebep ve sonuç birbirlerine tepki yaparlar.

Cause and effect react upon each other.

Onlar birbirleri için her şeyi yaparlar.

They do everything for each other.

İnsanlar kızgın olduklarında aptalca şeyler yaparlar.

People do stupid things when they're angry.

İnsanlar yorgun olduklarında aptalca şeyler yaparlar.

People do stupid things when they're tired.

Çocuklar bir sürü aptalca şeyler yaparlar.

Children do a lot of stupid things.

Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.

Children often do stupid things.

Boston'da insanlar eğlence için ne yaparlar?

What do people do for fun in Boston?

Arılar tam olarak nasıl bal yaparlar?

How exactly do bees make honey?

Tom ve Mary birlikte koşu yaparlar.

Tom and Mary go jogging together.

Buradaki insanlar eğlenmek için ne yaparlar?

What do people around here do for fun?

Umutsuz insanlar çoğu kez korkunç şeyler yaparlar.

Desperate men often do desperate things.

Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.

The birds chirp loudly while flying rapidly.

Erkeklerden daha çok kadınlar yalancı şahitlik yaparlar.

More women than men commit perjury.

Kediler bir şey istediği zaman bunu yaparlar.

Cats do this when they want something.

Tom ve Mary birlikte birçok şey yaparlar.

- Tom and Mary do many things together.
- Tom and Mary do lots of things together.

Bazen insanlar tekrar tekrar aynı hatayı yaparlar.

Sometimes people make the same mistake over and over.

Tom ve Mary evde organik gübre yaparlar.

Tom and Mary make compost at home.

Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum ama onlar yaparlar.

I don't know why they do it, but they do.

Buralarda insanlar genellikle işten sonra ne yaparlar?

What do people usually do around here after work?

Tom ve Mary onu sıklıkla birlikte yaparlar.

Tom and Mary often do that together.

Tom ve Mary ne yapmalarını söylersem yaparlar.

Tom and Mary do whatever I tell them to do.

Anksiyetesi olan kişiler bunu kendilerine gün boyu yaparlar.

Well, people with anxiety do this to themselves all day long.

Geleneksel olarak bir nisanda insanlar birbirlerine şakalar yaparlar.

- By tradition, people play practical jokes on 1 April.
- Traditionally on April 1st, people pull pranks on each other.

İnsanlara duymak istediklerini söylersen, onlar senin istediklerini yaparlar.

If you tell people what they want to hear, they'll do what you want.

Çevirmenler, anadillerine çeviri yaptıklarında en iyi işi yaparlar.

Translators do their best work when they translate into their mother tongue.

Tom ve Mary birlikte sık sık yürüyüş yaparlar.

Tom and Mary often take walks together.

Fransızlar da sık sık dil bilgisi hataları yaparlar.

French people frequently make grammatical mistakes, too.

Politikacılar kendilerini seçtirmek için her ne gerekiyorsa yaparlar.

Politicians do whatever it takes to get themselves elected.

Sinema salonları her pazartesi ve çarşamba indirim yaparlar.

The movie theater has discounts every Monday and Wednesday.

çıkardıkları bir sesin geri yansıması sonucu yön tayinlerini yaparlar

They make direction determinations as a result of the reflection of a sound they make.

Eğer insanlara duymak istediklerini söylersen, onlar senin istediklerini yaparlar.

If you tell people what they want to hear, they'll do what you want.

Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.

Many top athletes take ice baths after workouts.

İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.

People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.

Casuslar senin onların bilmesini istemediğin şeyleri bilmek için işlerini yaparlar.

Spies make it their business to know things that you don't want them to know.

Çoğu kişi düşünmektense ölmeyi tercih eder; aslında, onlar böyle yaparlar.

Most people would rather die than think; in fact, they do so.

- Dil bilgisi Nazileri, başkalarının yazım hatalarını eleştirirken sık sık yazım hatası yaparlar.
- Gramer Nazileri başkalarının harf hatalarını eleştirirken sık sık yazım hatası yaparlar.

Grammar Nazis often commit spelling mistakes while criticizing the typos of others.

Daha ılıman bölgelere gittiğimizde ise yarasalar bu hareketi gülük olarak yaparlar

When we go to more temperate regions, bats make this move laughing.

Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeği yerler.

They usually have breakfast at half past seven o'clock and eat their lunch at twelve.

Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeklerini yerler.

They usually have breakfast at half past seven o'clock and eat their lunch at twelve.

- Zengin insanlar pahalı saatleriyle gösteriş yaparlar.
- Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar.

Rich people show off with their expensive watches.

Sonra onlar da bu reklamları izlemeyi sevdiğiniz şeylerin önüne koymak için ödeme yaparlar.

Then they pay to put those ads in front of things you like to watch.

- Yetişkinler bile bir sürü aptalca şeyler yaparlar.
- Yetişkinler bile birçok aptalca şey yapar.

Even adults do a lot of stupid things.

- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yapar.
- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yaparlar.

Drunk people often do stupid things.

Bu iyi bir şirket! Başkan gerçek bir azimli kişi ve işçilerin hepsi ellerinden geleni yaparlar.

It's a very good company! The president is a real go-getter and the workers all put in their best.

Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.

Native speakers sometimes make mistakes, but not usually the same kind of mistakes that non-native speakers make.

- Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.
- Ana dilini konuşanlar bazen hata yapar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değil.

Native speakers sometimes make mistakes, but not usually the same kind of mistakes that non-native speakers make.