Translation of "Ağaçlara" in English

Maymunlar ağaçlara tırmanırlar.

Monkeys climb trees.

Ayılar ağaçlara tırmanabilir.

Bears can climb trees.

Çitalar ağaçlara tırmanamazlar.

Cheetahs cannot climb trees.

Sincaplar ağaçlara tırmanmada çabuktur.

Squirrels are nimble in climbing trees.

Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.

The wind gently kissed the trees.

O kolayca ağaçlara tırmanır.

He climbs trees easily.

Tom ağaçlara tırmanmada iyidir.

Tom is good at climbing trees.

Tom ağaçlara tırmanmayı seviyor.

- Tom likes to climb the trees.
- Tom likes to climb trees.
- Tom likes climbing trees.

Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.

I liked climbing trees when I was a kid.

Kuşlar, yuvalarını ağaçlara yaparlar.

Birds make their nests in trees.

Sincaplar ağaçlara tırmanmaya bayılır.

Squirrels love climbing trees.

Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.

Children like climbing trees.

Tom ağaçlara tırmanmayı sever.

Tom likes climbing trees.

O kız ağaçlara tırmanmayı seviyordu.

That girl loved climbing trees.

O, ağaçlara tırmanmada zorluk çekmiyor.

He has no trouble climbing trees.

Ahmet çocukken, yüksek ağaçlara tırmanabiliyordu.

When Ahmad was a boy, he could climb tall trees.

Ara sıra ağaçlara tırmanmayı severim.

I enjoy climbing trees every once in a while.

Ben gençken ağaçlara çok tırmanırdım.

When I was young, I used to climb trees a lot.

Tom ağaçlara tırmanmada sorun yaşamadı.

- Tom has no trouble climbing trees.
- Tom doesn't have any trouble climbing trees.

Çocukken ağaçlara tırmanmayı çok severdi.

He liked climbing trees as a kid.

Kediler ağaçlara tırmanabilir, ancak köpekler tırmanamaz.

Cats can climb trees, but dogs can't.

Kediler ağaçlara tırmanabilir ama köpekler tırmanamaz.

Cats can climb trees, but dogs can't.

Yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.

carry food, put food up trees in my underpants.

Bahçeye girdi ve uzun süre ağaçlara baktı.

She came into the garden and looked at the trees for a long time.

Tom küçük bir çocukken ağaçlara tırmanmayı severdi.

When Tom was a young boy, he used to love climbing trees.

Küme, gün batımında ağaçlara tırmanarak zemindeki avcılardan kaçınıyor.

At dusk, the troop move up into the trees to avoid predators below.

Neden Tom'un ağaçlara tırmanmaktan o kadar çok hoşlandığını düşünüyor?

Why do you think Tom enjoys climbing trees so much?

Protestocular alanının ağaçlarının yok edilmesini önlemek için kendilerini ağaçlara zincirliyorlar.

Protestors are chaining themselves to trees to prevent deforestation of the area.

Onlar yiyecek veya içecek olmadan ve bir tek evle karşılaşmadan, büyük bir ormanın içinde iki gün seyahat etmeye gittiler ve her gece onlar ormanda olan vahşi hayvanların korkusu ile ağaçlara tırmanmak zorunda kaldılar.

- They went on travelling for two days through a great forest, without food or drink, and without coming across a single house, and every night they had to climb up into the trees through fear of the wild beasts that were in the wood.
- They went on travelling for two days through a great forest, without food or drink, and without coming across a single house, and every night they had to climb up into the trees for fear of the wild beasts that were in the wood.