Translation of "Saman" in English

0.004 sec.

Examples of using "Saman" in a sentence and their english translations:

saman arabasında gidiyorduk.

and I'm on a hayride.

Saman atlar içindir.

Hay is for horses.

Haydi saman çizelim.

Let's draw straws.

Saman ahırda depolanır.

Hay is stored in the barn.

Saman nezlem var.

I have hay fever.

Ahır saman dolu.

The barn is full of hay.

Saman nezlesi olduğunu bilmiyordum.

- I didn't know you had hay fever.
- I didn't know that you had hay fever.

Bütün atlar saman yemez.

Not all animals eat hay.

Tom'un saman nezlesi var.

Tom has hay fever.

O, çiçek yataklarında saman yayıyordu.

He was spreading mulch in the flower beds.

Zavallı çocuk saman nezlesi olmuş.

The poor child suffers from hay fever.

Eski kuşlar saman ile yakalanmış değil.

Old birds are not caught with chaff.

Bunda kısa saman çektiğin için üzgünüm.

- I'm sorry you drew the short straw on this.
- I'm sorry that you drew the short straw on this.

Devenin belini kıran son saman çöpüdür.

The last straw breaks the camel's back.

Eğer saman yanarsa, gerçek bir felaket olur.

If the hay caught fire, it would be a real disaster.

Birçok insan artık saman nezlesinin üstesinden geliyorlar.

A lot of people are dealing with hay fever now.

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.

He stuck a straw into an anthill.

Saman nezlesi mevsiminde, Mary'nin cümleleri genellikle hapşırmalarla noktalandı.

During hayfever season, Mary's sentences were usually punctuated by sneezes.

Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.

Even a straw shoe belongs to a pair.

Tom'un saman nezlesi var. Bu yüzden içeride kalmak zorunda.

Tom has hay fever. That's why he has to stay inside.

Bu saman nezlesi ilacı benim için oldukça iyi çalışıyor.

This hay fever medicine works pretty well for me.

Saman nezlesi mevsimi sırasında, Tom genellikle evde kalmaya çalışır.

During hay fever season, Tom usually tries to stay indoors.

- Devenin belini kıran son saman çöpüdür.
- Bardağı taşıran son damla.

The last straw breaks the camel's back.

Ormanın kenarında gördüğünüz şey çadır değil, daha ziyade bir saman yığınıdır.

What you see on the edge of the woods is not a tent, but rather a haystack.

- Suya düşen yılana sarılır.
- Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

A drowning man will catch at a straw.

Uzun yıllardır saman nezlesi çektiğim için bu ilaç gerçekten bir kurtuluş gibiydi.

Since I had suffered from hay fever for many years, this medicine was truly like a salvation.