Translation of "Yılda" in English

0.034 sec.

Examples of using "Yılda" in a sentence and their english translations:

Sonraki 30 yılda,

Over the next three decades,

Sadece on yılda!

In just 10 years!

Hangi yılda doğdun?

- What year were you born?
- In what year were you born?

Inşaatı 20 yılda bitiyor

construction is completed in 20 years

Yani 100 yılda değiştirdiği

that changed in 100 years

Görev bir yılda tamamlanacak.

The task will be accomplished in a year.

Diplomamı iki yılda aldım.

I had two years to finish my degree.

Araban hangi yılda yapıldı?

What year was your car made?

Kırk yılda bir çalışırım.

I study once in a blue moon.

Köprü iki yılda yapıldı.

The bridge was built within two years.

Yılda kaç gün yüzüyorsun?

How many days a year do you swim?

- Tom yılda bir Boston'a gidiyor.
- Tom yılda bir kez Boston'a gider.

Tom goes to Boston once a year.

Son 30 yılda yalnızca ABD'de

over the last 30 years, in the USA alone,

Ve son 25 yılda Karayipler.

and the Caribbean in the last 25 years.

Apple yılda sıfır telefon satıyor.

Apple is selling zero phones a year.

Bir yılda dört mevsim vardır.

There are four seasons in a year.

Kredini bir yılda kapatabilir misin?

Can you pay off your loans in a year?

Nadiren, kırk yılda bir, güler.

He seldom, if ever, laughs.

Üç yılda üç kitap yazdı.

He wrote three books in as many years.

O, kırk yılda bir haklı.

He is right once in a blue moon.

Berlin Duvarı hangi yılda yıkıldı?

In what year did the Berlin Wall fall?

Yılda kaç kez plaja gidersiniz?

How many times a year do you go to the beach?

Tom yılda 300.000 dolar kazanır.

Tom earns $300,000 a year.

Tom 40 yılda bir uğrar.

Tom only comes to visit once in a blue moon.

Biz yılda bir kez buluşuruz.

We get together once a year.

Tom üç yılda hapisten çıkacak.

Tom will get out of prison in three years.

Kocam yılda 100.000 dolar kazanır.

My husband makes a hundred thousand dollars a year.

Yılda bir kez zarar vermez.

Once a year does not hurt.

Newton, Galileo'nun öldüğü yılda doğdu.

Newton was born in the same year that Galileo died.

Ben seni yeni yılda göreceğim.

I'll see you in the new year.

Bir yılda kaç dolunay var?

How many full moons are there in a year?

Bunu yılda bir kez yaparım.

I do it once a year.

Yılda üç kez oraya giderim.

I go there three times a year.

Bir yılda ne fark eder.

What a difference a year makes.

Yılda üç kez Boston'a giderim.

I go to Boston three times a year.

Yeni yılda bir bebek bekliyorum!

I'm expecting a baby in the new year!

- Bir artık yılda kaç gün var?
- Bir artık yılda kaç gün vardır?

How many days are there in a leap year?

- O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
- Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

He seldom, if ever, goes to the movies.

- Dünya Güneş'in yörüngesinde yılda bir kez döner.
- Dünya Güneş'in çevresini bir yılda döner.

The earth orbits the sun once a year.

Bence son 30 yılda ilişkilerin doğası

Well, I think the nature of relationships has fundamentally changed

Son on yılda ciddi anlamda yavaşladı.

has slowed significantly in the past decade.

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

some 5,000 a year in India alone.

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

So here we see that over the last 50 years,

Mesafeyi 20 yılda kat ediyor artık

now covers the distance in 20 years

Bob senin gibi aynı yılda doğdu.

Bob was born in the same year as you.

Boston son on yılda hızlı büyüdü.

Boston has grown rapidly in the last ten years.

Ev her beş yılda bir boyanır.

The house gets painted every five years.

Bir yılda kaç tane mevsim vardır?

How many seasons are there in a year?

O, yılda bir kez Tokyo'ya gelir.

He comes to Tokyo once a year.

10 yılda kilosunun iki katına çıktı.

- His weight is double what it was ten years ago.
- His weight has doubled in the last ten years.

O nadiren, kırk yılda bir, gelir.

He seldom, if ever, comes.

Japonya'da bir yılda dört mevsim var.

In Japan there are four seasons a year.

Kocam bir yılda 100,000 dolar kazanır.

My husband earns $100,000 a year.

Nadiren, kırk yılda bir, Fransızca konuşurlar.

They seldom, if ever, speak in French.

Yılda iki kez babamın evine giderim.

I go to my father's place twice a year.

Bir yılda kaç tane ay var?

How many months are there in a year?

Bir yılda on iki ay vardır.

- A year has twelve months.
- One year has twelve months.

Yılda kaç kez kayak yapmaya gidersin?

How many times a year do you go skiing?

Tom yılda bir kez Boston'a gelir.

Tom comes to Boston once a year.

Tom yılda 300.000 dolardan çok kazanır.

Tom makes over $300,000 a year.

Bir yılda on iki ay var.

There are twelve months in a year.

Tom yılda bir kez banyo yapar.

Tom takes a bath once a year.

Yılda kaç kez aletli dalışa gidersin?

How many times a year do you go scuba diving?

Noel ancak yılda bir kez gelir.

Christmas comes but once a year.

Tom bir yılda milyonlarca dolar kazanır.

Tom makes millions of dollars a year.

Son iki yılda onun değişmesini izledik.

Over the last 2 years we watched him change.

Tony yılda bir iki kez koşar.

Tony jogs once or twice a year.

Bir on yılda on yıl var.

There are ten years in a decade.

Ev fiyatları son on yılda fırladı.

Home prices have skyrocketed in the last ten years.

Bir yılda üç defa terfi ettirildi.

He was promoted three times in one year.

Fiyatlar son bir yılda çok arttı.

Prices have gone up a lot in the last year.

Bunu sadece yılda bir kez yapmayalım.

Let's not do this just once a year.

Kırk yılda bir Tatoeba'da cümleler yazarım.

I write sentences on Tatoeba once in a blue moon.

Nadiren, kırk yılda bir, berbere gider.

He seldom, if ever, goes to the barber's.

Tom'a yılda üç kez ikramiye verilir.

Tom is given a bonus three times a year.

Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı?

Has your neck thickened during the previous year?

Eski Antlaşma'nın tamamını bir yılda okudu.

He read the entire Old Testament in one year.

Üretim geçen on yılda dörde katlandı.

Production has increased by four times in the past ten years.

Son üç yılda çok şey başardık.

We've achieved a lot in the past three years.

Son elli yılda çok şey değişti.

A lot has changed in the past fifty years.

Son üç yılda hayatınız nasıl değişti?

How has your life changed over the last three years?

Arkadaşım bir akademik yılda mezun oluyor.

My friend graduates in one academic year.

Tom Mary'nin öldüğü aynı yılda öldü.

Tom passed away in the same year Mary did.

Tom kırk yılda bir geç kalır.

Tom is seldom, if ever, late.

Tom bunu yılda bir kez yapar.

Tom does that once a year.

Ben yılda üç kez Boston'a gelirim.

I come to Boston three times a year.

Bunu yılda sadece üç kez yapıyorum.

I only do that about three times a year.

Son otuz yılda dünya çok değişti.

The world has changed a lot in the last thirty years.

- Tom yılda yaklaşık üç kez buraya gelir.
- Tom yaklaşık yılda üç kez buraya gelir.

Tom comes here about three times a year.

Günde 5 İngilizce kelime ezberlersen bir yılda 1,825 kelime ve 100 yılda 182,620 kelime ezberleyebileceksin.

If you memorize 5 English words a day, you'll be able to memorize 1,825 words in a year and 182,620 words in 100 years.