Translation of "Köprü" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Köprü" in a sentence and their portuguese translations:

Köprü nerede?

Onde fica a ponte?

Köprü kapalı.

A ponte está fechada.

Köprü yüksek.

A ponte é alta.

Köprü yıkıldı.

A ponte caiu.

Köprü çöktü.

A ponte cedeu.

- Bu köprü taştan yapılmış.
- Bu köprü taştan yapılma.
- Bu köprü taştan.

Esta ponte é feita de pedra.

Köprü yeniden boyanıyor.

A ponte está sendo repintada.

Köprü taştan yapılmıştır.

A ponte é feita de pedra.

Köprü trafiğe açık.

A ponte está aberta ao tráfego.

Köprü ahşaptan yapılmıştır.

A ponte é feita de madeira.

Köprü yapım aşamasındadır.

A ponte está em construção.

Köprü güvenli mi?

A ponte é segura?

Bu köprü ahşaptır.

- Esta ponte é feita de madeira.
- Esta ponte é de madeira.

Köprü demirden yapılmış.

Esta ponte é de ferro.

İki köprü vardı.

Havia duas pontes.

- Köprü iki şehri birleştiriyor.
- Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.

A ponte une as duas cidades.

Köprü sel tarafından yıkandı.

A ponte foi levada pela enchente.

Köprü bir mil yukarıda.

A ponte fica a uma milha daqui.

Yeni köprü yapım aşamasında.

A nova ponte está sob construção.

Köprü halen yapım aşamasındadır.

- A ponte ainda está em construção.
- A ponte está em construção ainda.

Orada bir köprü vardı.

Lá havia uma ponte.

Bu köprü sağlam görünüyor.

Esta ponte parece firme.

Bu köprü ahşaptan yapılmıştır.

Esta ponte é feita de madeira.

Köprü Romalılar tarafından yapıldı.

A ponte foi construída pelos romanos.

Bu köprü New York'tadır.

- Esta ponte está em Nova York.
- Esta ponte fica em Nova York.

O köprü taştan yapılmıştır.

Aquela ponte é feita de pedra.

Köprü ne kadar uzunluktadır?

- Qual é o comprimento da ponte?
- Que comprimento tem a ponte?

Burada bir köprü vardı.

- Havia uma ponte aqui.
- Aqui havia uma ponte.

O köprü uzun değil.

- Aquela ponte não é longa.
- Essa ponte não é comprida.

O köprü çok güzeldir.

Essa ponte é muito bonita.

Aileleri arasında köprü olmaya çabalarken

por tentarem estabelecer pontes

Birbirlerine tutunarak bir köprü yapıyoralar

eles fazem uma ponte segurando um ao outro

Nehrin üzerinde bir köprü var.

Há uma ponte sobre o rio.

Bu şehirde birçok köprü vardır.

Há muitas pontes nesta cidade.

Bu kentte birçok köprü var.

Há muitas pontes nesta cidade.

Londra'da kaç tane köprü var?

Quantas pontes há em Londres?

Bu köprü uzun süre dayanamaz.

Esta ponte não vai durar muito tempo.

- Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.

A nova ponte estará terminada em março.

İki dünya arasında köprü olmak yerine

Em vez de estabelecer pontes entre os dois mundos,

Köprü bize bir sürü zaman kazandırdı.

A ponte nos economizou muito tempo.

Onlar nehrin üzerine bir köprü yaptılar.

Eles construíram uma ponte sobre o rio.

Köy bir köprü ile şehrimize bağlanıyor.

A vila está ligada a nossa cidade por uma ponte.

Bir zamanlar burada bir köprü vardı.

Havia um tempo em que havia uma ponte aqui.

Onlar bir köprü yapmaya karar verdi.

Decidiram construir uma ponte.

Bu köprü ne zaman inşa edildi?

Quando esta ponte foi construída?

Köprü dev bir robot tarafından yıkıldı.

A ponte foi destruída por um robô gigante.

Bu şehirde çok sayıda köprü var.

Há pontes demais nesta cidade.

Bu köprü iki yıl önce yapıldı.

Esta ponte foi construída há dois anos.

O köprü hiç de güvenli değil.

Aquela ponte é tudo menos segura.

Köprü çok uzun ve çok yüksek.

A ponte é multo longa e muito alta.

Nehrin iki mil yukarısında bir köprü var.

Subindo o rio duas milhas, há uma ponte.

Uzun zaman önce burada bir köprü vardı.

- Há muito tempo atrás havia uma ponte aqui.
- Há muito tempo havia uma ponte aqui.

Nehir üzerine büyük bir köprü inşa edildi.

Uma grande ponte foi construída por cima do rio.

Nehir üzerine yeni bir köprü inşa ediliyor.

Uma nova ponte está sendo construída sobre o rio.

Bu köprü o köprüden üç kat daha uzun.

Esta ponte é três vezes maior do que aquela outra.

Endonezya dili uzun süre yerel köprü dili olarak kabul edilmiştir.

O indonésio tem sido há muito considerado como a língua-ponte local.