Translation of "Yürüme" in English

0.011 sec.

Examples of using "Yürüme" in a sentence and their english translations:

Çim üzerinde yürüme.

Don't walk on the grass.

Lütfen,çimende yürüme.

Please do not walk on the grass.

Geceleri parkta yürüme!

- Don't go walking in the park at night!
- Don't walk in the park at night!

Yürüme tarzını seviyorum.

I love the way you walk.

Yabancıların arazisinde yürüme.

Don't walk on other people's land.

Halının üzerinde yürüme.

Don't walk on the carpet.

Benim çimenimde yürüme!

Don't walk on my lawn!

Çok hızlı yürüme.

Don't walk so fast.

Postane yürüme mesafesindedir.

The post office is within walking distance.

Okula yürüme mesafesinde yaşıyorum.

I live within walking distance of school.

O yürüme mesafesi içinde.

It's within walking distance.

Lütfen çok hızlı yürüme.

Please don't walk so fast.

Eve yalnız başına yürüme.

Don't walk home by yourself.

Gece tek başına yürüme.

Don't walk alone at night.

Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.

The school is within walking distance of my house.

Çok hızlı yürüme, ayak uyduramıyorum.

Don't walk so quickly. I can't keep up.

Bu hastaların yürüme sorunu var.

These patients have trouble walking.

Bu işaret "yürüme" anlamına gelir.

This signal means "don't walk."

Tom Mary'nin yürüme şeklini sevmiyor.

Tom doesn't like the way Mary walks.

Okul sadece beş dakikalık yürüme mesafesindedir.

The school is only a five-minute walk.

İstasyon yaklaşık on dakikalık yürüme mesafesinde.

It is about ten minutes' walk to the station.

Postane buradan birkaç dakikalık yürüme mesafesindedir.

The post office is a few minutes' walk from here.

Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

He was in the habit of taking a walk before breakfast.

Tom'un dairesi tren istasyonundan yürüme mesafesindedir.

Tom's apartment is within walking distance of the train station.

Dan'in mağazası Linda'nın evinden yürüme mesafesindeydi.

Dan's store was within walking distance from Linda's home.

Okul sadece beş dakika yürüme uzaklığında.

The school is only a five-minute walk away.

- Merdivenlerin altında yürümeyin.
- Merdivenlerin altında yürüme.

Don't walk under ladders.

Lütfen çok hızlı yürüme. Sana ayak uyduramıyorum.

Please don't walk so fast. I can't keep pace with you.

Onun yürüme tarzı babasını bana çok hatırlatıyor.

The way he walks reminds me very much of his father.

- Yürüme şeklini beğeniyorum.
- Yürüyüşünü sevdim.
- Yürüyüşüne bayılıyorum.

I like the way you walk.

Hepimiz birbirimize beş dakikalık yürüme mesafesinde yaşıyoruz.

We all live within a five minutes' walk from each other.

Tom'un dairesi şehir merkezine yürüme mesafesinde bulunmaktadır.

Tom's apartment is located within walking distance of the city center.

Villa plaja sadece 5 dakikalık yürüme mesafesindedir.

The villa is only a five minutes walk from the beach.

Dan gece yalnız yürüme hakkında Linda'yı uyardı.

Dan warned Linda about walking alone at night.

Tom'un altı yaşından beri yürüme sorunu var.

Tom has had trouble walking ever since he was six years old.

Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

He was in the habit of taking a walk before breakfast every morning.

Evimin yürüme mesafesinde üç sağlık gıda mağazası var.

There are three health food stores within walking distance of my house.

Benim dairem istasyondan beş dakikalık yürüme mesafesinde bulunmaktadır.

My apartment is located a five minute walk away from the station.

O kadar hızlı yürüme. Biz oraya zamanında varacağız.

Don't walk so fast. We'll get there on time.

İstasyondan beş dakikalık yürüme mesafesinde bir daire arıyorum.

I'm looking for an apartment within a five-minute walk from the station.

- Karanlıktan sonra yalnız yürüme.
- Hava karardıktan sonra yalnız yürümeyin.

Don't walk alone after dark.

Tom çocukları ile yürüme yerine evde kalmayı ve dinlenmeyi istedi.

Tom wanted to stay home and relax instead of hiking with his children.

- Buradan en fazla on dakikalık yürüme mesafesindedir.
- Buradan on dakikalık yürüyüşten daha fazla değildir.

It is no more than ten minutes' walk from here.

Bütün bu yürüme ayaklarımın tabanlarını ve ayak parmaklarımı mahvediyor. Doğru ölçüde ayakkabılar alıp almadığımı merak ediyorum.

All this walking is killing the soles of my feet and my toes. I wonder if I have the right size shoes.