Translation of "Vakte" in English

0.003 sec.

Examples of using "Vakte" in a sentence and their english translations:

Geç vakte kadar yatmazsın, değil mi?

You're up late, aren't you?

Bu gece geç vakte kadar çalışacağım.

I'll burn the midnight oil tonight.

Ne kadar vakte ihtiyacın olduğunu bilmiyorum.

I don't know how much time you'll need.

Senin geldiğin vakte kadar biz yemeği bitirmiş oluruz.

We'll have finished eating by the time you arrive.

Tom'a yardım edecek vakte ve eğilime sahip değilim.

I don't have the time or the inclination to help Tom.

- Bu zamana kadar neredeydiniz?
- Bu vakte kadar neredeydiniz?

Where were you all this time?

Dün gece yine geç vakte kadar çalışmak zorunda kaldığını görüyorum.

I see you had to work late again last night.

Tom'un bu gece geç vakte kadar çalışmak zorunda kalmayacağına eminim.

I'm sure Tom won't have to work late tonight.

Tom rapor yazmayı bitirmek için geç vakte kadar uyanık kaldı.

Tom stayed up late to finish writing the report.

Tatlım, üzgünüm. Ben bu gece yine geç vakte kadar çalışmak zorundayım.

Honey, I'm sorry. I have to work late tonight again.

Tom bu hafta her gece geç vakte kadar çalışmak zorunda kalacak.

Tom will have to work late every night this week.

Tom ve Mary hâlâ ofislerindeler. İkisi de bugün geç vakte kadar çalışmayı planlıyorlar.

Tom and Mary are still in their offices. Both of them plan to work late today.