Translation of "Uzanmak" in English

0.002 sec.

Examples of using "Uzanmak" in a sentence and their english translations:

Biraz uzanmak istiyorum.

I'd like to lie down.

- Yatmak istemiyorum.
- Uzanmak istemiyorum.

I don't want to lie down.

Birkaç dakika uzanmak istiyorum.

I want to lie down for a few minutes.

Uzanmak ve bir süre dinlenmek istiyorum.

I want to lie down and rest for a while.

Sıcak bir banyonun içinde uzanmak kadar rahatlatıcı bir şey yoktur.

There is nothing as relaxing as lying in a hot bath.

Ölüm çok güzel olmalı. Kafanın üzerinde sallanan yeşil otları olan yumuşak kahverengi toprakta uzanmak ve sessizliği dinlemek. Dünü ve yarını olmamak. Zamanı unutmak, hayatı bağışlamak, barışık olmak.

Death must be so beautiful. To lie in the soft brown earth, with the grasses waving above one's head, and listen to silence. To have no yesterday, and no tomorrow. To forget time, to forgive life, to be at peace.