Translation of "Temizlik" in English

0.014 sec.

Examples of using "Temizlik" in a sentence and their english translations:

Temizlik yapmalıyım.

I should clean up.

Temizlik yapıyordum.

I was cleaning.

Temizlik vaciptir.

Cleaning is necessary.

Temizlik yapmayı sevmem.

I don't like to clean.

Temizlik yapmaya gideceğim.

I'm going to go get cleaned up.

Temizlik, dindarlığın yanındadır.

Cleanliness is next to godliness.

Temizlik iyi geçti.

The cleanup went well.

Temizlik yaptın mı?

Did you do the cleaning?

Tom temizlik hastası.

Tom is a cleanaholic.

Karım temizlik konusunda takıntılı.

My wife is obsessed with cleaning.

Onun temizlik takıntısı var.

He's obsessed with cleanliness.

Bunu temizlik yaparken buldum.

I found it while I was cleaning up.

Ben sadece temizlik yapıyorum.

I'm just cleaning up.

Karımda temizlik takıntısı var.

My wife is obsessed with cleanliness.

Mary mutfakta, temizlik yapıyor.

Mary is in the kitchen, cleaning up.

Tom bir temizlik manyağı.

Tom is a clean freak.

Partiden sonra temizlik yaptım.

I cleaned up after the party.

Temizlik bugün devam edecek.

Cleaning will continue today.

Tom bir temizlik hastası.

- Tom is a germaphobe.
- Tom is a germophobe.

Dün biraz temizlik yaptım.

I did some cleaning yesterday.

Tom hâlâ temizlik yapıyor.

Tom is still cleaning up.

Diş ipiyle temizlik yapmayı unutma.

Don't forget to floss.

Amonyak çoğunlukla temizlik ürünlerinde bulunur.

Ammonia is often found in cleaning products.

Louie, arkadaşların geliyor. Temizlik yap.

Louie, your friends are coming. Clean up.

Temizlik personeli erkeklerin banyosunu temizliyor.

The cleaning staff is cleaning the men's bathroom.

Tom ve Mary temizlik yapıyor.

Tom and Mary are cleaning up.

Tom temizlik yapmak için kaldı.

Tom stayed to clean up.

Bugün büyük bir temizlik yapıyoruz.

Today, we're doing a big cleanup.

Temizlik aslında bizi mutlu eder.

Cleaning actually makes us happy.

Temizlik yaparken onun eşyalarından bazılarını gördük.

While cleaning, we saw some of his things.

Tom Mary'nin temizlik yapmasına yardım etti.

Tom helped Mary clean up.

Temizlik için bir randevu almak istiyorum.

I'd like to make an appointment for a cleaning.

Birçok ev temizlik malzemeleri zehir içerir.

Many household cleaners contain poison.

Ben temizlik ürünlerini lavabonun altında tutarım.

I keep the cleaning products under the sink.

Tom senden sonra temizlik yapmaya devam edemez.

Tom can't keep cleaning up after you.

Sanırım kalmalıyım ve temizlik yapmana yardım etmeliyim.

I think I should stay and help you clean up.

Siz ikiniz neden temizlik yapmama yardım etmiyorsunuz?

Why don't you two help me clean up?

Kalmanı ve temizlik yapmama yardım etmeni istiyorum.

I'd like you to stay and help me clean up.

Tom kalmalıydı ve temizlik yapmamıza yardım etmeliydi.

- Tom should've stayed and helped us clean up.
- Tom should have stayed and helped us clean up.

Onlar evde yemek pişirdi ve temizlik yaptı.

They did the cooking and cleaning in the house.

Yatakta yemekten vazgeç, senden sonra temizlik yapmaktan bıktım.

Stop eating in bed, I'm sick of cleaning up after you.

Yemek pişirmekten hoşlanırım ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum.

I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.

Sen havluları ve temizlik bezlerini bir arada tutmamalısın.

You shouldn't keep towels and cleaning rags together.

İlkbahar bahçede temizlik yapmak için iyi bir zaman.

Spring is a good time to clean up in the garden.

O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.

He voluntarily helped his mum clean.

Tom'un partiden sonra temizlik yapmama yardım etmesini istedim.

I asked Tom to help me clean up after the party.

Temizlikçi kadın her salı sabahı elektrik süpürgesiyle temizlik yapar.

Every Tuesday morning the housekeeper vacuums.

Gördüğünüz gibi, ben bir süredir evde herhangi bir temizlik yapmadım.

As you can see, I haven't done any cleaning in the house for some time.

İnşallah herkes partiden sonra temizlik yapmama yardım etmek için kalacak.

Hopefully, everyone will stay and help me clean up after the party.

Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.

The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.

Partiden sonra takılır mısın ve temizlik yapmama yardım eder misin?

Could you stick around after the party and help me clean up?

Ayı sansarı zayıf ve hasta hayvanları öldürerek doğanın temizlik ekibini oluşturuyor.

Wolverines make up nature's clean-up crew, killing weak and sick animals.

Ben arkada kalmak ve Tom'un temizlik yapmasına yardımcı olmak zorunda kalacağım.

I'll have to stay behind and help Tom clean up.

Tom kalmakta ve partiden sonra temizlik yapmamıza yardım etmekte ısrar etti.

- Tom insisted on staying and helping us clean up after the party.
- Tom insisted on staying to help us clean up after the party.

Tom partiden sonra temizlik yapmamıza yardımcı olmak için kalmayı ısrar etti.

- Tom insisted on staying and helping us clean up after the party.
- Tom insisted on staying to help us clean up after the party.

Tom ve diğer üç kişi piknikten sonra bizim temizlik yapmamıza yardımcı olacak.

Tom and three other people will help us clean up after the picnic.

Hafta sonlarında o, ikinci bir iş olarak otel temizlik ve bakımı yapar.

During the weekends, she does housekeeping as a second job.

Benim robot, yemekler hazırlayacak,temizlik yapacak, bulaşıkları yıkayacak ve diğer ev işlerini yapacak.

My robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.

Tom bana partiden sonra kalıp kalamayacağımı ve ona temizlik yapmak için yardım edip edemeyeceğimi sordu.

Tom asked me if I could stay and help him clean up after the party.

Ben okul festivalinden sonra temizlik yapıyorken bir okul anahtarını kaybettim ve sonra bir özür mektubu yazmak gerekti.

I lost a school key when I was cleaning up after the school festival and I was then required to write an apology letter.

Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.

He had gone there to help garbage workers strike peacefully for better pay and working conditions.