Translation of "Sirke" in English

- Sirke buzdolabında.
- Sirke dolapta.

The vinegar is in the fridge.

Sirke, asittir.

Vinegar is an acid.

Yarın sirke gidelim.

Let's go to the circus tomorrow.

Sirke gidebilir miyiz?

Can we go to the circus?

Sirke almamız gerekiyor.

We need to buy vinegar.

Sirke katılmakla ilgileniyor musun?

Are you interested in joining the circus?

İlk kez bir sirke götürüldüm.

I was taken to a circus for the first time.

Babamdan beni sirke getirmesini istedim.

I asked my father to bring me to the circus.

Tom ve arkadaşları sirke gitti.

Tom and his friends went to the circus.

Tom Mary ile sirke gitti.

Tom went to the circus with Mary.

Tom hiç bir sirke gitmedi.

Tom has never been to a circus.

Sirke yerine limon suyu kullan.

Use lemon juice instead of vinegar.

Bu mülkte mükemmel sirke yapıyorlar.

At this property, they make excellent vinegar.

Tom ile sirke gitmek istemiyorum.

I don't want to go to the circus with Tom.

Tom Mary ile sirke gitmek istemedi.

Tom didn't want to go to the circus with Mary.

Lütfen bana sirke ve yağ getir.

Please bring me vinegar and oil.

Bana sirke ve yağ getir lütfen.

Bring me the vinegar and oil, please.

Bana sirke ve yağ getirin lütfen.

Bring me vinegar and oil, please.

Altı yaşında, ilk kez bir sirke götürüldüm.

At the age of six, I was taken to a circus for the first time.

Tom Modena'da bir şişe kokulu sirke aldı.

Tom bought a bottle of balsamic vinegar in Modena.

Ben bir çocukken Tom beni bir sirke götürdü.

Tom took me to the circus when I was a kid.

Dünyanın hem en uzun hem de en küçük adamları bir sirke katıldılar.

The tallest and smallest men in the world both joined the circus.