Translation of "Alçak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Alçak" in a sentence and their english translations:

Alçak!

Scoundrel!

O çok alçak.

It's very low.

Çatı çok alçak.

The roof is very low.

Alçak sesle konuştular.

They spoke softly.

O bir alçak.

He is a scoundrel.

Hikâyenin en alçak noktası.

It's the lowest point of the story.

Kudretli ve alçak güçler

caused by powerful and nefarious forces

Adam alçak sesle konuştu.

The man spoke in a low voice.

Lütfen alçak sesle konuşun.

Please speak in a low voice.

Sen çok alçak gönüllüsün.

- You're too humble.
- You're very humble.

Ben çok alçak gönüllüyüm.

- I'm very modest.
- I'm very humble.

Kitaplar alçak bir rafta.

The books are on a low shelf.

Tom alçak gönüllü oluyor.

Tom is being modest.

Tom sadece alçak gönüllü.

Tom is just modest.

Tepe buradan alçak görünüyor.

The hill looks low from here.

Yaşlandıkça, daha alçak gönüllü oldu.

The older he grew, the more modest he became.

Alçak! Ne yapıyorsun, diye bağırdım.

Scoundrel! I cried, what are you doing?

En alçak Do ile başlayıp,

C

Sandalye benim için çok alçak.

The chair is too low for me.

Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.

Bend down. The ceiling is very low.

Ben alçak topuklu tercih ederim.

I prefer low heels.

Tom alçak bir sesle konuştu.

Tom spoke in a low voice.

Geri gel buraya, seni alçak!

Come back here, you scoundrel!

Mississippi'nin en alçak noktası nedir?

What is the lowest point in Mississippi ?

Çok alçak gönüllü bir deneyimdir.

It's a very humbling experience.

Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.

Please accept my humble apologies.

Bu sıra benim için çok alçak.

- This desk is a little low for me.
- This desk is a little too low for me.

Oh, o kadar alçak gönüllü olma.

Oh, don't be so modest.

Dünyanın en alçak yeri Lut Gölü'dür.

The Dead Sea is the lowest place on earth.

Tom alçak sesle bir şey mırıldanıyordu.

Tom muttered something under his breath.

Bu masa benim için biraz alçak.

- This desk is a little low for me.
- This desk is a little too low for me.

Bu sandalye benim için çok alçak.

This chair is too low for me.

Onun nezaket ve alçak gönüllülüğünden bahsetti.

He talked of her kindness and humility.

Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.

The humble man is getting along with his neighbors.

O, her zaman alçak bir sesle konuşur.

She always speaks in a low voice.

O her zaman çok alçak gönüllülükle giyinir.

She always dresses very modestly.

Alçak için bilgelik ve iyilik iğrenç görünüyor.

Wisdom and goodness to the vile seem vile.

Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.

Humility often achieves more than pride.

Hiçbir zaman torpil istemedi. Alçak gönüllüydü büyük usta

he never asked for a torpedo. Grandmaster was humble

Alçak gönüllülüğü öğrensen daha iyi bir kişi olursun.

You would be a better person if you learnt humility.

Mary mutfakta çalışırken çoğunlukla alçak sesle şarkılar mırıldanır.

Mary often hums songs under her breath while she works in the kitchen.

Bay Smith tanıdığım kadarıyla alçak gönüllü bir adamdı.

Mr Smith, as I knew him, was a modest man.

Bu masa senin için biraz alçak, değil mi?

This desk is a little too low for you, isn't it?

Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.

The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.

, deniz seviyesinden ikisini ayıran dört metre yükseklikte dünyanın en alçak adası

lowest island in the world at an altitude of four meters separating two from

- Alçak gönüllülük genç bir kıza yakışıyor.
- İffet genç bir kıza yakışıyor.

Modesty is befitting to a young girl.

Bir alçak basınç alanı rüzgar ve yağmur alternatifi ile İskandinavya'nın tümünü kapsar.

A low pressure area covers all of Scandinavia with alternating wind and rain.

En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.

that can rise and fall by up to 16 meters. As tides recede, they leave rock pools behind.