Translation of "Sınava" in English

Sınava girmeliydi.

He should have taken the examination.

Sınava hazırlanmalıyım.

I must prepare for the exam.

- Sınava hazırlanıyorlar.
- Sınav için çalışıyorlar.
- Sınava çalışıyorlar.

They are studying for the test.

Sınava hazırlanmak zorundayım.

I have to prepare for the test.

O sınava hazırlanıyor.

He is preparing for the test.

Sınava çalışmdan girdim.

I took the exam without studying for it.

Sınava iyi hazırlanmıştı.

He was well prepared for the exam.

Henüz sadece sınava hazırlanıyorlar,

are just getting ready to take a math test --

Sınava girdiğimi asla unutmayacağım.

I'll never forget taking the exam.

Gelecek ay sınava girecek.

She goes in for the examination next month.

O, sınava hazırlanmakla meşgul.

She is busy preparing for an examination.

Sınava tekrar katılmak zorundayım.

I have to take the test again.

Bence tekrar sınava girmelisin.

In my opinion, you should take the exam again.

Sınava girmeden kabul edildi.

He was admitted without taking the exam.

İngilizce bir sınava girdi.

She took an examination in English.

Bir sınava hazırlanmakla meşgul.

He is busy preparing for an examination.

Sınava hangi öğrenciler girecek?

Which students will take the test?

Aslında sınava bile girmedi.

The fact is that he didn't even take the exam.

Sınava girmek zorunda değilsin.

You don't have to take an examination.

Sınava ne zaman girdin?

When did you take the exam?

Ken sınava güvenle girdi.

Ken took the examination with confidence.

Keşke sınava geç kalmasaydım.

I wish that I hadn't been late for the exam.

Bir sınava çalışmakla meşgulüm.

I'm busy studying for a test.

Sınava hazırlıklı olduğumu sanmıyorum.

I don't think I'm prepared for the exam.

- Sınava hazırlanmaya başlasak iyi olacak.
- En iyisi sınava hazırlanmaya başlayalım.

- We had better begin to prepare for the test.
- We'd better begin to prepare for the test.

İster bir sınava giriyor olun,

Whether you're cramming for an exam

Henüz sınava bile girmemiş oluyorlar.

they're not even taking it, they're just getting ready --

Ocak ayında bir sınava giriyorum.

I'm taking an exam in January.

Görünüşe bakılırsa sınava çok çalışmadın.

Looks like you didn't study much for the test.

Hasta olduğu için sınava giremedi.

He could not take examination on account of his illness.

O, bir sözlü sınava girdi.

He took an oral examination.

Ben bir sınava girmek zorundayım.

I have to take an exam.

Dün biyolojide bir sınava girdik.

We had an examination in biology yesterday.

Hasta olduğum için sınava giremem.

I can't sit for the examination because I am ill.

Tom bir sınava hazırlanmakla meşgul.

Tom is busy preparing for an examination.

- Bu akşam üç sınava çalışmam gerekiyor.
- Bu gece üç sınava birden çalışmak zorundayım.

I have to study for three tests tonight.

Geçen hafta matematikten bir sınava girdik.

We took an examination in math last week.

Yarın tarih dersinde sınava girmek zorundayım.

I have to take an examination in history tomorrow.

Ocak ayında bir sınava girmem gerekiyor?

I need to take an exam in January.

- Sınava giremedi.
- O sınavda başarısız oldu.

He failed to take the exam.

Erkek kardeşim bir sınava katılmak zorunda.

My brother has to take an examination.

Tom hasta olduğu için sınava giremedi.

Tom was not able to sit for the exam because he was sick.

Sınava hazırlanmak için geç saatlere kadar yatmadım.

I stayed up late preparing for the examination.

Tom dün bir sınava girmek zorunda kaldı.

Tom had to take a test yesterday.

Jim sınava hazırlanırken gece yarılarına kadar çalıştı.

Jim burned the midnight oil when he was preparing for the examination.

Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.

It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.

Pazar günü bir sınava girmek zorunda olduğuma inanamıyorum!

I can't believe I have to sit an exam on Sunday!

- Yarın bir sınav olacağız.
- Yarın bir sınava gireceğiz.

We are to take an exam tomorrow.

Yarın sınava giren öğrenciler sadece biz mi olacağız?

Will we be the only students taking the exam tomorrow?

- Haftaya kaç sınavın var?
- Haftaya kaç sınava gireceksin?

How many exams will you have next week?

Sınava giren öğrencilerin en büyük engeli on dördüncü sorundu.

The biggest hurdle for pupils writing the exam was question fourteen.

Uykum var çünkü tüm gece sınava çalışmak için ayaktaydım.

I'm sleepy because I stayed up all night studying for a test.

- Sınavsız o okula kabul edildi.
- Sınava girmeden o okula kabul edildi.
- Sınava girmeden o okula alındı.
- Sınavsız o okula alındı.

- He was admitted to the school without sitting for an examination.
- He was admitted to that school without taking the exam.

Kurala uyup uymadığınızı görmek için sizi bir sürü sınava tabi tutarlardı.

They'd go through a series of tests to see if you fit the bill.

Ne yazık ki sınava çalışmak için zamanım yoktu, bu yüzden başarısız oldum.

Unfortunately, I didn't have time to study for the exam, so I failed it.

O bugünkü sınava girmek istemedi, bu yüzden hasta olduğuna inandırdı, ve okula gitmedi.

He didn't want to take today's test, so he made believe that he was sick, and didn't go to school.