Translation of "Hazırlanmak" in English

0.004 sec.

Examples of using "Hazırlanmak" in a sentence and their english translations:

Hazırlanmak zorundayız.

We've got to get ready.

Hazırlanmak zorundayım.

I've got to get ready.

Sınava hazırlanmak zorundayım.

I have to prepare for the test.

Biz hazırlanmak zorundayız.

We have to get ready.

Tom hazırlanmak istedi.

Tom wanted to be prepared.

Tom hazırlanmak istiyor.

Tom wants to be prepared.

İngilizce sınavına hazırlanmak zorundayım.

- I have to prepare for the test in English.
- I have to prepare for the English test.

Sunumum için hazırlanmak zorundayım.

I have to prepare for my presentation.

Test için hazırlanmak zorundayım.

I have to prepare for the test.

Okul için hazırlanmak zorundayım.

I've got to get ready for school.

İngilizce sınavı için hazırlanmak zorundayım.

I have to prepare for the English test.

Hazırlanmak için zamana ihtiyacım var.

I need time to prepare.

Sanırım hazırlanmak için başlama zamanı.

I think it's time to start getting ready.

Tom gezisi için hazırlanmak zorundaydı.

Tom had to prepare for his trip.

En kötüsü için hazırlanmak gerekir.

It is necessary to prepare for the worst.

İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

I have to prepare for the test in English.

Tom iş için hazırlanmak zorunda.

Tom has to get ready for work.

Gelecek yıl için hazırlanmak zorundayız.

We have to start preparing for next year.

çünkü dönüşü olmayan yolculuğa hazırlanmak gerekiyor.

because one has to prepare for the trip with no return.

Tom akşam yemeği için hazırlanmak zorunda.

Tom has got to get ready for dinner.

Teste hazırlanmak için çok saatler harcadı.

He spent countless hours preparing for the test.

Toplantıya hazırlanmak için üç saatimiz var.

We have three hours to prepare for the meeting.

Sabahleyin hazırlanmak Mary'nin birkaç saatini alıyor.

It takes Mary several hours to get ready in the morning.

Biz hareket etmek için hazırlanmak zorundayız.

We've got to be prepared to act.

Biz gelecek hafta için hazırlanmak zorundayız.

We have to get ready for next week.

Tom hazırlanmak için uzun zaman aldı.

Tom took a long time to get ready.

Sami risk almak için hazırlanmak zorundaydı.

Sami had to be prepared to take risks.

Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.

I had little time to prepare the speech.

Sınava hazırlanmak için geç saatlere kadar yatmadım.

I stayed up late preparing for the examination.

İngilizce derslerine hazırlanmak için fazla vakit harcamıyorum.

I don't spend much time preparing for English classes.

Hazırlanmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.

I need more time to prepare.

Hazırlanmak için sadece bir dakikaya ihtiyacım var.

I only need a moment to get ready.

Hazırlanmak için ne kadar zamana ihtiyacın olacak?

How long will you need to get ready?

Sabahleyin iş için hazırlanmak çok zamanımı alır.

It takes me a lot of time in the morning to get ready for work.

Okul için hazırlanmak ne kadar zamanını alır.

How long does it take you to get ready for school?

Keşke hazırlanmak için daha fazla zamanım olsa.

I wish I'd had more time to prepare.

Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.

He had time to prepare his men for battle.

Düğüne hazırlanmak için biraz yardıma ihtiyacın olduğunu düşündüm.

- I thought you might need some help getting ready for your wedding.
- I thought that you might need some help getting ready for your wedding.

Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.

It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.

Gelecek hafta hazırlanmak için önemli bir toplantımız var.

We have an important meeting next week to prepare for.

Gezimize hazırlanmak için yapmamız gereken birçok şey vardı.

There were many things that we needed to do to prepare for our trip.

Öğretmen bana dersime hazırlanmak için yeterince zaman ayırmadığımı söyledi.

My teacher told me that I didn't devote enough time to preparing my lecture.

Mary finallerine hazırlanmak için bu hafta geç saatlere kadar yatmıyor.

Mary is staying up late this week to prepare for her finals.

Mary finallerine hazırlanmak için bu hafta geç saatlere kadar oturuyor.

Mary is sitting up late this week to prepare for her finals.

Son iki haftadır, Mary basın toplantısına hazırlanmak için durmadan çalışıyor.

For the past two weeks, Mary has been working non-stop to prepare for the press conference.

Bir anaokulu öğrencisi Anaokuluna hazırlanmak için pek çok beceriyi öğrenir.

A preschooler learns many skills to prepare them for Kindergarten.