Translation of "Patlamış" in English

Patlamış mısır yiyoruz.

We're eating popcorn.

Patlamış mısır yapacağım.

I'll make popcorn.

Patlamış mısırım nerede?

Where's my popcorn?

Nasıl patlamış olabilir?

How could it have exploded?

Patlamış mısır yapıyorum.

I'm making popcorn.

Patlamış mısır alacağım.

I'll get the popcorn.

Patlamış mısırdan hoşlanmıyorum.

I don't like popcorn.

Patlamış mısırı seviyorum.

I like popcorn.

Hiç patlamış mısır istemiyorum.

I don't want any popcorn.

Biraz patlamış mısır istiyordum.

I want some popcorn.

Bizim su boruları patlamış.

Our water pipes burst.

Tom patlamış mısır istiyor.

Tom wants popcorn.

Patlamış mısır yapmaya git.

Go make popcorn.

Sağ arka lamban patlamış.

Your right taillight is busted.

Ben patlamış mısır istiyorum.

I want popcorn.

Patlamış mısır ister misin?

Do you want popcorn?

Tom patlamış mısırdan hoşlanmaz.

Tom doesn't like popcorn.

Tom patlamış mısırdan hoşlanıyor.

Tom likes popcorn.

Tom patlamış mısır yiyor.

Tom is eating popcorn.

Kim patlamış mısır ister?

Who wants popcorn?

Tom patlamış mısır yedi.

Tom ate popcorn.

- Tom patlamış mısır sevdiğini söyledi.
- Tom senin patlamış mısır sevdiğini söyledi.

- Tom said you like popcorn.
- Tom said that you like popcorn.

Patlamış mısır hazırlarken parmağımı yaktım.

I burnt my fingers while I was preparing popcorn.

İki torba patlamış mısır aldım.

I bought two bags of popcorn.

Biraz patlamış mısır istiyorum, lütfen.

I'd like some popcorn, please.

Canım patlamış mısır yemek istiyor.

I feel like eating popcorn.

Patlamış mısır en sevdiğim aperitif.

Popcorn is my favorite snack.

Tom patlamış mısır kokusunu seviyor.

Tom likes the smell of popcorn popping.

Biraz patlamış mısır ister misiniz?

- Would you like some popcorn?
- Do you want popcorn?

Tom tüm patlamış mısırı yedi.

Tom ate all the popcorn.

Film izlerken patlamış mısır yedik.

We ate popcorn while we were watching the movie.

Tom patlamış mısır yemeyi sever.

Tom likes eating popcorn.

Tom'un patlamış mısır makinesi var.

Tom has a a popcorn machine.

Tom mutfakta mikrodalgada patlamış mısır yapıyor.

Tom is in the kitchen microwaving popcorn.

"Patlamış mısır gibi kokuyor." "Gerçekten öyle!"

"It smells like popcorn." "It really does!"

Tom patlamış mısır kasesini masaya koydu.

Tom put the bowl of popcorn on the table.

Patlamış mısır en sevdiğim aperitiflerden biri.

Popcorn is one of my favorite snacks.

Tom bol tereyağlı patlamış mısır sever.

Tom likes popcorn with lots of butter.

Patlamış mısır yapıyorum. Biraz ister misin?

I'm making popcorn. Do you want some?

Patlamış mısır üzerine eritilmiş tere yağını dökün.

Pour melted butter over the popcorn.

Ben sizin patlamış mısırınıza tereyağı istemediğinize inanamıyorum.

- I can't believe you don't want butter on your popcorn.
- I can't believe that you don't want butter on your popcorn.

Tom büyük bir kaseden patlamış mısır yiyordu.

Tom was eating popcorn out of a large bowl.

Tom Mary'ye patlamış mısırı nasıl patlatacağını gösterdi.

Tom showed Mary how to pop popcorn.

Tom patlamış mısırı neyin patlattığını merak ediyordu.

Tom wondered what made popcorn pop.

Patlamış mısırına biraz daha tuz ister misin?

Would you like some more salt on your popcorn?

Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?

Have you ever eaten chocolate-covered popcorn?

Tom patlamış mısır kovasını Mary ile paylaştı.

Tom shared his bucket of popcorn with Mary.

Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.

Tom took a handful of popcorn from the bowl.

Tom Mary'ye tereyağlı patlamış mısır kasesini uzattı.

Tom handed the bowl of buttered popcorn to Mary.

Bir filmi patlamış mısır olmadan nasıl izleyebilirsiniz?

How can you watch a movie without popcorn?

Tom'un arabası ona çok pahalıya patlamış olmalıydı.

- Tom's car must've cost him a lot.
- Tom's car must have cost him a lot.

Tom film izlerken sık sık patlamış mısır yer.

Tom often eats popcorn when he's watching a movie.

Tom ve Mary filmi izlerken patlamış mısır yediler.

Tom and Mary ate popcorn while watching the movie.

Davetiye patlamış mısır ve meşrubat hizmeti verileceğini söylüyordu.

The invitation said that popcorn and soft drinks would be served.

Tom ve Mary patlamış mısır yerken televizyonun önünde oturdu.

Tom and Mary sat in front of the TV, eating popcorn.

Tom patlamış mısırı tavaya koydu ve onun patlamasını bekledi.

Tom put the popcorn into the pan and waited for it to pop.

Ne kadar çok patlamış mısır yersen, o kadar çok istersin.

The more popcorn you eat, the more you want.

Bu patlamış mısırların tadı bayat. Ne zaman yapıldıklarını merak ediyorum.

This popcorn tastes stale. I wonder when it was popped.

Tom'un ortağı, gurme patlamış mısır baharatlarını da satmaları gerektiğini düşündü.

Tom's partner thought that they should also sell gourmet popcorn seasonings.

Dün gece akşam yemeği için ne yediğimi tahmin et. Patlamış mısır.

Guess what I ate for dinner last night. Popcorn.

Tom iki tane bilet ve bir tane patlamış mısır çantası aldı.

Tom bought two tickets and a bag of popcorn.

Bir Noel hediyesi olarak gerçekten hızlı patlamış mısır makinesi satın aldım.

I bought the really quick popcorn machine as a Christmas present.

Patates cipsi yemeye nazaran patlamış mısır yemenin daha sağlıklı olması muhtemeldir.

It's probably healthier to eat popcorn than it is to eat potato chips.

Kendinize biraz patlamış mısır alın, arkanıza yaslanın ve gösterinin keyfini çıkarın.

Get yourself some popcorn, sit back and enjoy the show.

Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

I bought myself this superfast popcorn machine as a Christmas present.

Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor.

Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit.

Diğer birçok aperitifle karşılaştırıldığında patlamış mısır çok ucuzdur. Ayrıca genellikle daha sağlıklıdır.

Popcorn is very inexpensive when compared to many other snack foods. It's also usually healthier.

Video oyunları oynarken yememiz ve içmemiz için biraz patlamış mısır ve soda aldım.

I've brought some popcorn and soda for us to eat and drink while playing video games.

Tom kâsedeki tüm patlamış mısırı yedikten sonra biraz daha patlatmak için mutfağa geri gitti.

After Tom had eaten all the popcorn in the bowl, he went back into the kitchen to pop some more.

Normalde bir film izlerken patlamış mısır yerim ve kola içerim ama bu defa şeker yiyeceğim.

Normally I eat popcorn and drink Coke when I watch a movie, but this time I'll eat candy.

Tom patlamış mısırdan başka bir şey satmayan bir web sitesini başlatmanın iyi bir fikir olacağını düşündü.

- Tom thought it would be a good idea to start a website that sold nothing but popcorn.
- Tom thought that it would be a good idea to start a website that sold nothing but popcorn.

Tom patlamış mısırın tadına baktı ve yeterince tuzlu olmadığına karar verdi, bu yüzden biraz daha tuz serpti.

Tom tasted the popcorn and decided it wasn't salty enough, so he sprinkled on some more salt.

Genellikle ben filmler izlediğimde patlamış mısır yerim ve kola içerim. Ama, bir daha ki sefere, ben şeker yiyeceğim.

Usually, when I watch movies, I eat popcorn and drink cola. But, next time, I'm going to eat candy.