Translation of "Oynarken" in English

0.048 sec.

Examples of using "Oynarken" in a sentence and their english translations:

Satranç oynarken eğlendik.

We had fun playing chess.

Tom futbol oynarken çamurlandı.

Tom got muddy playing football.

Voleybol oynarken parmağımı incittim.

I sprained my finger while playing volleyball.

Futbol oynarken kolunu kırdı.

- He broke his arm playing soccer.
- He broke his arm playing football.

Biz beyzbol oynarken eğlendik.

We enjoyed playing baseball.

Futbol oynarken bacağımı incittim.

I had my leg hurt while playing football.

Sen oynarken ben okurum.

While you play, I read.

Basketbol oynarken kendimi incittim.

I injured myself playing basketball.

Ragbi oynarken kendimi incittim.

I hurt myself playing rugby.

Ragbi oynarken hiç yaralanmadım.

I've never been injured playing rugby.

Tom'un tenis oynarken gördüm.

I saw Tom playing tennis.

Onu basketbol oynarken gördüm.

I saw him playing basketball.

- Tom beyzbol oynarken kendi havasında.
- Tom beyzbol oynarken, çevresini yadırgamıyor.

Tom is in his element when he is playing baseball.

Sen sokakta arkadaşınla top oynarken

you playing ball with your friend on the street

Top oynarken daha dikkatli olmalısın.

You have to be more careful when you play ball.

Beyzbol oynarken bir düğme düştü.

A button came off when I was playing baseball.

Ben onu beyzbol oynarken gördüm.

I saw him playing baseball.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

I enjoy watching children play.

O, ragbi oynarken kendini yaraladı.

He injured himself playing rugby.

Tom bongolarıyla oynarken yerde oturuyordu.

Tom was sitting on the floor playing his bongos.

Gutties oynarken, golfçüler eski toplarının,

Playing Gutties, golfers noticed that their older balls,

Mary tenis oynarken sırtını yaraladı.

Mary injured her back playing tennis.

Tom tenis oynarken sırtını incitti.

Tom injured his back playing tennis.

Basketbol oynarken baldır kasını yırttı.

He tore his calf muscle playing basketball.

O, futbol oynarken kolunu kırdı.

He got his arm broken while he was playing soccer.

Tom futbol oynarken ayağını yaraladı.

Tom injured his foot playing soccer.

Tom futbol oynarken kolunu kırdı.

Tom broke his arm playing football.

Ben futbol oynarken dizimi incittim.

I hurt my knee when I was playing soccer.

Dün gece satranç oynarken eğlendik.

We enjoyed playing chess last night.

Tom futbol oynarken bacağını incitti.

Tom hurt his leg while playing football.

O, çocukları derede oynarken izledi.

She watched the children playing in the brook.

Tom rugby oynarken kendini yaraladı.

Tom injured himself playing rugby.

Leyla, çocuklarını parkta oynarken izledi.

Layla watched her kids play in the park.

Tom ragbi oynarken kendini sakatladı.

Tom injured himself while playing rugby.

Tom basketbol oynarken dizini incitti.

Tom hurt his knee playing basketball.

Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.

They eat sunflower seeds while playing cards.

Çocuklar oyun oynarken yetişkin gibi davranırlar.

Children like to pretend to be adults when they play.

Tom futbol oynarken köprücük kemiğini çıkardı.

Tom dislocated his collarbone while playing football.

O, oyun oynarken köprücük kemiğini çıkardı.

He dislocated his collarbone while playing.

Sadece kendi kendime oynarken çok eğlenebilirim.

I can have so much fun just playing by myself.

Biz tenis oynarken yağmur yağmaya başladı.

It started raining while we were playing tennis.

Tom, badminton oynarken hiç kazanmadığını söyledi.

- Tom said he didn't ever win when he played badminton.
- Tom said that he didn't ever win when he played badminton.

Tom satranç oynarken sık sık kazanmaz.

Tom doesn't often win when he plays chess.

Tom'u basketbol oynarken izlemek gözlere ziyafet.

It's an eyegasm to watch Tom playing basketball.

Tom'u bebeğiyle peek-a-boo oynarken gördüm.

I've seen Tom play peek-a-boo with his baby.

Çocuklar yakın temas sporları oynarken zarar görüyor.

Kids are getting hurt playing contact sports.

Tom, satranç oynarken sık sık kazanmadığını söyledi.

- Tom said he didn't often win when he played chess.
- Tom said that he didn't often win when he played chess.

Ama bilgisayarda oyun oynarken anormal bir tavrımız vardı

but we had an abnormal attitude while playing games on the computer

Ben futbol oynarken top başımın arkasından bana çarptı.

A ball hit me in the back of the head while I was playing soccer.

Ben futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı.

A ball hit the back of my head while I was playing soccer.

Tom işte tetris oynarken yakalandıktan sonra işten kovuldu.

Tom was fired after being caught playing Tetris at work.

Dün gece Tom poker oynarken ne kadar kaybetti?

How much money did Tom lose playing poker last night?

Onu her ziyaret edişinizde, onu video oyunları oynarken bulacaksınız.

Whenever you visit him, you will find him playing video games.

Küçük çocuk karda oynarken tek parmaklı bir eldiven kaybetti.

The little boy lost a mitten playing in the snow.

İki genç Pokemon Go oynarken yasadışı olarak sınırı geçti.

Two teenagers illegally crossed the border while playing Pokemon Go.

Tom ve Mary satranç oynarken bahçede küçük bir masada oturdu.

Tom and Mary sat at a small table in the garden playing chess.

Tom, top oynarken sol ayağını, yazarken ise sağ elini kullanır.

Tom kicks a football with his left foot, but writes with his right hand.

Oturma odasında video oyunları oynarken, annem bana onunla alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.

When I was playing video games in the living room, my mom asked me if I would go shopping with her.

Oturma odasında video oyunları oynarken annem bana onunla birlikte alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.

While I was playing video games in the living room, Mom asked me if I would go shopping with her.

Video oyunları oynarken yememiz ve içmemiz için biraz patlamış mısır ve soda aldım.

I've brought some popcorn and soda for us to eat and drink while playing video games.

Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.

Much can be learned by observing how a child interacts at play with other children.

17 yaşındayken, futbol oynarken kendimi yaraladım. Birisiyle çarpıştım ve bunun sonucu olarak dişlerimden bazılarını kırdım.

When I was 17, I injured myself playing football. I collided with someone and as a result of this I broke some of my teeth.