Translation of "Ormanlarında" in English

0.007 sec.

Examples of using "Ormanlarında" in a sentence and their english translations:

Alaska ormanlarında mahsur kalır.

It's trapped in this Alaskan forest.

Kakao ağaçları, yağmur ormanlarında yetişirler.

Cacao trees thrive in rainforests.

Kırmızı böğürtlen İsveç ormanlarında boldur.

Lingonberries are abundant in the forests of Sweden.

Orta ve Güney Amerika ormanlarında yaşıyorlar

They live in the jungles of Central and South America,

Yağmur ormanlarında hayat asla boşa harcanmaz.

In the jungle, life never goes to waste.

Dünya'nın yağmur ormanlarında güneşin batmasıyla değişim tetiklenir.

In jungles around the world, the setting sun triggers change.

Dünyadaki türlerinin yarısı tropikal yağmur ormanlarında yaşıyor.

Half of the world's species live in tropical rainforests.

Çok çeşitli bitkiler ve hayvanlar tropikal yağmur ormanlarında yaşıyor.

A great variety of plants and animals live in the tropical rain forest.

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

In the pine forests of Scandinavia, there's a creature with almost supernatural powers.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

More new species are discovered in jungles than anywhere else on land.

Akdeniz ormanlarında birçok çeşit ağacımız var: meşe, çam, söğüt, dişbudak, karaağaç ve diğerleri.

In the Mediterranean forests, we have many kinds of trees: oak, pine, willow, ash, elm, and others.

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.

Safe, and a little bit wiser. Sticking together can be challenging in these dense, dark rain forests.