Translation of "Olduklarından" in English

0.005 sec.

Examples of using "Olduklarından" in a sentence and their english translations:

Yollarında olduklarından eminim.

I'm sure they're on their way.

Tehlikeli olduklarından emin misin?

Do you consider them dangerous?

Dışarıda olduklarından emin ol.

Rest assured they're out there.

Kadınlar işyerinde iddialı olduklarından cezalandırılıyorlar.

Women get penalized for being assertive at work.

Onların hepsinin olanların farkında olduklarından eminim.

I'm sure they're all aware of what happened.

Almanya'da kışlar İtalya'da olduklarından daha soğuktur.

In Germany winters are colder than they are in Italy.

Bağlı olduklarından, küresel ısınma artmaya devam ederse

if global warming continues to increase, as they depend on a

Mary, Tom'un söylemiş olduklarından çok rencide oldu.

Mary was highly offended by what Tom had said.

Onlar bu kolejde öğrenci olduklarından dolayı gururlular.

They are very proud of being students of that college.

Tom'un sahip olduklarından daha uzun bacaklarım var.

- I've got longer legs than Tom.
- I have longer legs than Tom.

Tom ve Mary evli olduklarından hiç bahsetmediler.

Tom and Mary never mentioned they were married.

Tom ve Mary'nin ikisinin yalnız olduklarından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom and Mary are both lonely.
- I suspect that Tom and Mary are both lonely.

Sanırım birçok insan şimdi önce olduklarından daha varlıklı.

I think most people are better off now than they used to be.

İlgilerimizin aslında olduklarından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz

Indeed, we think our interests matter a lot more than they do,

Tom ve Mary'nin bunu yapan kişiler olduklarından şüpheliyim.

- I suspect Tom and Mary were the ones who did that.
- I suspect that Tom and Mary were the ones who did that.

Tom ve Mary'nin yarın ayrılmak zorunda olduklarından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom and Mary have to leave tomorrow.
- I suspect that Tom and Mary have to leave tomorrow.

Tom ve Mary'nin şu an Boston'da olduklarından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom and Mary are in Boston now.
- I suspect that Tom and Mary are in Boston now.

- Burada olduklarına emin misiniz?
- Burada olduklarından emin misin?

Are you sure they are here?

Tom ve Mary'nin her ikisinin de bekar olduklarından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom and Mary are both single.
- I suspect that Tom and Mary are both single.

- Tom ve Mary'nin sahip olduklarından daha çok paraya ihtiyaçları olacak.
- Tom ve Mary sahip olduklarından daha çok paraya ihtiyaç duyacak.

Tom and Mary are going to need more money than what they have.

Ben fiyatların son kez olduklarından çok daha yüksek olmayacaklarından eminim.

I bet the prices won't be much higher than they were last time.

Ama kafaları karışmış ve sürüden ayrı düşmüş olduklarından kolay av oluyorlar.

But disoriented and separated from the shoal, they're easy pickings.

- İnsanlar artık eskisinden daha eğitimli.
- İnsanlar artık eskiden olduklarından daha eğitimli.

People are more educated now than they used to be.

Premier Lig'deki takımların hepsi gerçekten güçlü olduklarından, gol farkları genellikle küçüktür.

Because all of the teams in the Premier League are really strong, the goal difference is usually small.

- Bazı insanlar sahip olduklarından asla memnun değildir.
- Bazı insanlar sahip olduklarıyla asla tatmin olmazlar.

Some people are never satisfied with what they have.