Translation of "Midesini" in English

Leyla midesini gösterdi.

Layla showed her stomach.

Yedikleri midesini bozmuştu.

What she ate gave her an upset stomach.

...midesini doldurma fırsatına karşı koyamıyor.

the opportunity to refuel is too tempting.

Kan görme onun midesini bulandırdı.

The sight of blood turned his stomach.

Tom'un yediği onun midesini bozdu.

What Tom ate gave him an upset stomach.

Keskin bir ağrı onun midesini deldi.

A sharp pain pierced her stomach.

Zehirli bir şey yediği için, onlar Tom'u midesini pompalatmak için hastaneye götürdüler.

They took Tom to the hospital to have his stomach pumped because he ate something poisonous.