Translation of "Kuşkulu" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kuşkulu" in a sentence and their english translations:

Tom kuşkulu kaldı.

Tom remained skeptical.

Tom Avrupalılardan kuşkulu.

Tom is suspicious of Europeans.

Böyle kuşkulu görünme.

Don't look so suspicious.

Kuşkulu şeyler yaptım.

I've done questionable things.

Onların dürüstlüğü kuşkulu.

- Their honesty is questionable.
- Their honesty is dubious.

Hâlâ kuşkulu görünüyorsun.

You still look doubtful.

Tom kuşkulu olacak.

Tom will be suspicious.

Tom kuşkulu görünüyor.

Tom seems suspicious.

Kuşkulu olduklarını söylediler.

- They said they were suspicious.
- They said that they were suspicious.

Ben onu kuşkulu buluyorum.

I find that suspicious.

Onlar kuşkulu bir şey gördü.

They saw something suspicious.

Onlar kuşkulu hiçbir şey bulmadı.

They found nothing suspicious.

Neden kuşkulu olduğumuzu anlayamıyor musun?

Can't you see why we're suspicious?

Tom bazı kuşkulu seçimler yaptı.

Tom made some questionable choices.

Onun kuşkulu bir geçmişi var.

She had a questionable past.

Tom, Mary'ye kuşkulu olduğunu söyledi.

Tom told Mary that he was suspicious.

Tom Mary'nin kuşkulu olduğunu düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary is suspicious.

Tom Mary'nin kuşkulu olmadığını söyledi.

- Tom said Mary isn't suspicious.
- Tom said that Mary isn't suspicious.

Tom bana kuşkulu olduğunu söyledi.

- Tom told me that he was suspicious.
- Tom told me he was suspicious.

Tom'un neden kuşkulu olduğunu merak ediyorum.

I wonder why Tom is suspicious.

- Çok şüpheli olmayı bırak.
- Çok kuşkulu olmayı bırak.

Stop being so suspicious.

- Oyunun sonucu belirsiz.
- Oyunun sonucu şüpheli.
- Maçın sonucu kuşkulu.

The result of the game is doubtful.