Translation of "Konuşmasının" in English

Konuşmasının konusunu anlayamadım.

I couldn't get the point of his speech.

Konuşmasının ortasında sustu.

He broke off in the middle of his speech.

Konuşmasının ortasında bayıldı.

- He fainted in the midst of his speech.
- He fainted in the middle of his speech.

- Konuşmasının içeriği ilgi çekiciydi.
- Konuşmasının muhtevası ilgi çekiciydi.

The content of his speech was interesting.

Konuşmasının içeriği ilgi çekiciydi.

The content of his speech was interesting.

Onun konuşmasının tam metnini okuduk.

We read the full text of his speech.

Onun konuşmasının ana noktasını anlamadım.

I didn't get the point of his speech.

Tom'un konuşmasının ana noktaları neydi?

What were the main points of Tom's speech?

Konuşmasının başarısız olduğundan korktuğunu söyledi.

He said he feared his speech had been a failure.

Tom'un konuşmasının biraz bozuklukları vardı.

Tom's speech was slightly slurred.

Robert telefon konuşmasının ortasında kırılıp ayrıldı.

Robert broke off in the middle of his phone call.

Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.

The content of his speech is not relevant to the subject.

Tom seninle konuşmasının acil olduğunu söylüyor.

Tom says it's urgent that he speak with you.

Tom'un konuşmasının ne kadarını gerçekten anladınız?

How much of Tom's speech did you really understand?

Çok fazla konuşmasının dışında, iyi bir adam.

He is a nice man, except that he talks too much.

Mary çok fazla konuşmasının dışında güzel bir kızdır.

Mary is a nice girl, except that she talks too much.

İlk birkaç cümleyi anlayabildim ama onun konuşmasının gerisine Fransız kaldım.

I could understand the first few sentences, but the rest of his speech was all Greek to me.

Bir insan on iki yaşından önce dili konuşmaya başlamazsa bir yerli gibi konuşmasının imkansız olduğunu duydum.

I've heard that it's impossible to sound like a native speaker unless one starts speaking the language before the age of twelve.