Translation of "Konuşmana" in English

0.003 sec.

Examples of using "Konuşmana" in a sentence and their english translations:

Artık konuşmana izin verilmiyor.

You're no longer allowed to speak.

Tom'la konuşmana izin vereceğim.

I'll let you speak to Tom.

Onlarla konuşmana izin vereceğim.

- I'll let you talk to them.
- I'll let you speak to them.

Onunla konuşmana izin vereceğim.

- I'll let you talk to him.
- I'll let you speak to him.

Tom'la konuşmana gerek yok.

You don't need to talk to Tom.

Senin Tom'la konuşmana izin vereceğim.

I'll let you talk to Tom.

Senin Tom'la konuşmana ihtiyacım var.

I need you to talk to Tom.

Senin kanyağını konuşmana tercih ederim.

I prefer your eau de vie to your conversation.

Yüksek sesle konuşmana gerek yok.

There's no need for you to talk so loud.

Çok yüksek sesle konuşmana gerek yok.

You don't need to speak so loud.

Onların konuşmana izin verip vermeyeceklerine bakalım.

Let's see if they let you talk.

Benimle bu şekilde konuşmana izin vermeyeceğim.

I won't let you speak to me that way.

Birisi Tom'la konuşmana kulak misafiri olmuş olabilir.

Somebody might've overheard your conversation with Tom.

Bu kadar yüksek sesle konuşmana gerek yok.

You don't need to talk so loud.

Kendi baban hakkında o şekilde konuşmana izin veremem.

I can't let you talk about your own father that way.

Çok yüksek sesle konuşmana gerek yok. Seni duyabiliyorum.

You don't need to speak so loudly, I can hear you.

Anlaşılmak için yerli konuşmacı gibi konuşmana gerek yok.

You don't need to sound like a native speaker in order to be understood.

- Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
- Çok yüksek sesle konuşmana gerek yok.

- You don't have to talk so loud.
- You don't need to speak so loud.

- Ağzından çıkanlara dikkat et.
- Söylediklerine dikkat et.
- Konuşmana dikkat et.
- Konuşmanıza dikkat edin.

Mind your language.