Translation of "Kitabım" in English

0.011 sec.

Examples of using "Kitabım" in a sentence and their english translations:

- Benim kitabım nerede?
- Kitabım nerede?

Where's my book?

Kitabım nerede?

- Where's my book?
- Where is my book?

Kitabım Tom'da.

Tom has my book.

- Kitabım sizde mi?
- Kitabım sende mi?

Do you have my book?

- Benim iki kitabım var.
- İki kitabım var.

I have two books.

Bu benim kitabım.

This is my book.

"Kitabım nerede?" "Sınıfta."

"Where is my book?" "It's in the classroom."

O benim kitabım.

- That is my book.
- That's my book.

Benim kitabım var.

I have my book.

Benim kitabım yok.

I don't have a book.

Kitabım çok ağır.

My book is very heavy.

Benim kitabım burada.

My book is here.

İki kitabım var.

I have two books.

Kitabım burada değil.

- My book isn't here.
- My book is not here.

Okuyacak kitabım yok.

I don't have a book to read.

- Benim birsürü kitabım var.
- Benim birçok kitabım var.

- I have many books.
- I have a lot of books.
- I have got a lot of books.

Benim iki kitabım var.

- I have two books.
- I've got two books.

Benim kitabım masanızın üstündedir.

My book is on your desk.

Okuyacak hiç kitabım yok.

I have no books to read.

Benim birsürü kitabım var.

I have many books.

Bu benim kitabım olmalı.

- This must be my book.
- That must be my book.

Ofiste tonlarca kitabım var.

I have tons of books at the office.

Sadece on kitabım var.

I only have ten books.

Yeni kitabım üzerinde çalışıyorum.

I'm working on my new book.

Birkaç İngilizce kitabım var.

I have a few English books.

Benim bir kitabım var.

- I've got a book.
- I have a book.

Bitirecek bir kitabım var.

I have a book to finish.

Odamda hiç kitabım yok.

I don't have any books in my room.

Birkaç Fransızca kitabım var.

- I have a few French books.
- I have some French books.

Sadece birkaç kitabım var.

- I have few books.
- I only have a few books.

Benim birkaç kitabım var.

I have a few books.

Okumadığım çok kitabım var.

I have many books that I haven't read.

Bu benim kitabım değil.

- This is not my book.
- This isn't my book.

Kitabım hakkındaki görüşünüz nedir?

What's your take on my book?

Hiç Fransızca kitabım yok.

I don't have any books in French.

Pek çok kitabım yok.

I don't have many books.

Bu benim kitabım mı?

Is this my book?

Birçok Fransızca kitabım var.

I have a lot of French books.

Okuyabileceğimden fazla kitabım var.

I've got more books than I can read.

Sadece üç kitabım var.

I only have three books.

- Benim bir gramer kitabım var.
- Benim bir dil bilgisi kitabım var.

I have a grammar book.

En az on kitabım var.

I have at least ten books.

Geçen yarıyıldan hâlâ kitabım var.

I still have the book from last semester.

Birçok Vietnamca öğrenme kitabım var.

I have many Vietnamese learning books.

Neredeyse hiç İngilizce kitabım yok.

I have hardly any English books.

Kitaplığımda bir sürü kitabım var.

I have numerous books on my bookshelf.

Ben sinekleri kitabım ile ezemem.

I cannot squash flies with my book.

Okumak için hiç kitabım yok.

I don't have any books to read.

Senden daha az kitabım var.

I have fewer books than you.

Benim sadece 10 kitabım var.

- I only have 10 books.
- I have only 10 books.

Yalnızca on tane kitabım var.

I have only 10 books.

Kitaplığımda çok sayıda kitabım var.

I have a large number of books on my bookshelf.

- Kitabım Tom'da.
- Tom kitabımı aldı.

Tom has my book.

Bu benim kitabım, senin değil.

This is my book, not yours.

Benim kitabım arkadaşımınkinden daha güzel.

My book is prettier than my friend's.

Bir sürü dil kitabım var.

I have many language books.

On taneden fazla kitabım yok.

I have no more than ten books.

Beni balıkçılık hakkında kitabım var.

I have a book about fishing.

Benim iki İngilizce kitabım var.

I have two English books.

Ben yeni kitabım üzerinde çalışıyorum.

I am working on my new book.

Okuyacak tek bir kitabım yok.

I don't have a single book to read.

Herhangi bir fizik kitabım yok.

I don't own any physical books.

Bu benim kitabım değil mi?

Isn't that my book?

Fransızca ders kitabım masamın üzerinde.

My French textbook is on my desk.

Çok az sayıda İngilizce kitabım var.

I have very few books in English.

Kitabım odadaki bir yerde olmak zorunda.

My book has to be somewhere in the room.

Almanca bir çizgi roman kitabım var.

I have a comic book in German.

- Okuyacak kitaplarım yok.
- Okuyacak kitabım yok.

I don't have books to read.

Üzerinde çalıştığım yeni bir kitabım var.

I have a new book I'm working on.

Hemen hemen hiç Fransızca kitabım yok.

I have hardly any French books.

Verecek iyi bir referans kitabım yok.

I don't have a good reference book to hand.

Astronomiyle ilgili bir sürü kitabım var.

I have a lot of books about astronomy.