Translation of "Kendinde" in English

O kendinde değildir.

- She is unconscious.
- She's unconscious.

O kendinde değil.

He's unconscious.

Bugün kendinde değilsin.

You're not yourselves today.

Tom kendinde değil.

- Tom is out cold.
- Tom's out cold.

Güzellik kendinde güzeldir.

Beauty is beautiful in itself.

O, bugün kendinde değil.

She is not herself today.

Birkaç gündür kendinde değildi.

He was unconscious for several days.

- Kendinizde değilsiniz.
- Kendinde değilsin.

You aren't yourself.

O bugün kendinde değil.

He is not himself today.

Tom bugün kendinde değildir.

Tom isn't himself today.

Tom kendinde inanılmaz suçluluk hissetti.

Tom felt tremendous guilt.

Tom bugün tamamen kendinde değil.

Tom isn't quite himself today.

Fadıl kendinde biraz suç ve öfke hissetti.

Fadil felt some guilt and anger.

Betty herhangi bir sırrı uzun bir süre kendinde tutamaz.

Betty cannot keep any secret to herself for a long time.

Tom partide duyuruyu yapmak zorunda olduğu sırada, kendinde ve rahatsız görünüyordu.

Tom seemed self-conscious and uncomfortable when he had to make the announcement at the party.

- Tom son birkaç gün kendinde değildi.
- Tom son birkaç gün kendisi gibi davranmadı.

Tom hasn't been himself the last few days.