Translation of "Karşılaştırıldığında" in English

0.006 sec.

Examples of using "Karşılaştırıldığında" in a sentence and their english translations:

Onunla karşılaştırıldığında şanslıyım.

I am fortunate compared with him.

Babasıyla karşılaştırıldığında, basiretten yoksundur.

- As compared with his father, he is lacking in depth.
- Compared to his father, he is shallow.
- Compared to his father, he lacks insight.

Paris'le karşılaştırıldığında, Londra büyüktür.

When compared to Paris, London is large.

Güneşle karşılaştırıldığında dünya küçüktür.

The earth is small compared with the sun.

Sizinle karşılaştırıldığında biz çocuğuz.

We're children compared to you.

Kocamla karşılaştırıldığında genç görünüyorum.

I look young compared to my husband.

Tom'la karşılaştırıldığında ben şanslıyım.

I'm fortunate compared with Tom.

Manhattan ile karşılaştırıldığında böyle görünüyor.

And that's what it looks like in comparison to Manhattan,

Japonya'daki satışlar Avrupa'dakilerle karşılaştırıldığında küçüktür.

The sales in Japan are small in comparison with those in Europe.

Londra Paris ile karşılaştırıldığında büyüktür.

London is large, compared with Paris.

Diğer kumaşlarla karşılaştırıldığında oldukça ucuz.

A lot cheaper than making apparel with other fabrics.

İngilizlerle karşılaştırıldığında biz çok miyobuz.

Compared with the English, we are too near-sighted.

Kaplanlarla karşılaştırıldığında, ayılar güzel hayvanlardır.

Compared to tigers, bears are nice animals.

Evrenle karşılaştırıldığında ben neyim ki?

What am I, compared to the universe?

Yenisiyle karşılaştırıldığında benim arabam külüstür gözüküyor.

My car looks shabby in comparison with his new one.

Bizim evle karşılaştırıldığında, seninki bir saray.

Compared to our house, yours is a palace.

Bizim evle karşılaştırıldığında, sizinki bir konak.

Compared to our house, yours is a mansion.

Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.

All my efforts are nothing in comparison with yours.

Bizim evle karşılaştırıldığında, onunki bir saray.

Compared to our house, his is a palace.

Ayaklarınızla karşılaştırıldığında, benim ayaklarım daha küçük.

Compared to your feet, my feet are smaller.

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında o utangaçtı.

In comparison with his brother, he was shy.

Seninki ile karşılaştırıldığında benim arabam küçük.

Compared with yours, my car is small.

Sizin sorunlarınız benimkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.

Your problems are nothing compared to mine.

Tom'un sorunları Mary'ninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.

Tom's problems are nothing compared to Mary's.

Peki uzak geçmiş, günlük yaşam ile karşılaştırıldığında

So why care about the history of our planet

Erkek kardeşimle karşılaştırıldığında ebeveynlerim bana insafsızca davranıyor.

My parents treat me unfairly compared to my brother.

Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.

Country life is very peaceful in comparison with city life.

Amerika'dakilerle karşılaştırıldığında, Japon evlilikleri nadiren boşanmayla sonuçlanıyor.

Compared with those in America, Japanese marriages rarely end in divorce.

Bizim şehir Tokyo ile karşılaştırıldığında oldukça küçük.

Our city is rather small in comparison with Tokyo.

Bizim sorunlarımız Tom'unki ile karşılaştırıldığında hiçbir şey.

Our problems are nothing compared to Tom's.

Bizim evimizle karşılaştırıldığında, onunki neredeyse bir saray.

Compared to our house, his is virtually a palace.

Bir ayı bir kaplanla karşılaştırıldığında bir dost canavardır.

A bear is a friendly beast compared to a tiger.

Bu bina New York taki gökdelenlerle karşılaştırıldığında küçük.

- The buildings are small in comparison with the skyscrapers in New York.
- The buildings are small in comparison to the skyscrapers in New York.

O erkek kardeşiyle karşılaştırıldığında, o kadar zeki değil.

Compared with his brother, he is not so intelligent.

Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

Spring has come later this year compared with last year.

Seninle karşılaştırıldığında, ben bu oyunda sadece bir acemiyim.

Compared to you, I'm only a beginner at this game.

Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.

Compared with the old model, this is far easier to handle.

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.

Compared to his brother, he's not so wise.

Kız kardeşi ile karşılaştırıldığında o çok dakik değil.

Compared with her sister, she isn't very punctual.

Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.

Spring has come early this year compared with last year.

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında o kötü bir atlet.

Compared with his brother, he is a poor athlete.

- Onunla karşılaştırıldığında çok gürültücüydü.
- Onunla kıyasla çok gürültücüydü.

Compared with him, she is very noisy.

Diğer eyaletlerle karşılaştırıldığında genellikle düşük fiyatları sayesinde Teksas maaşların

Texas is a state where salaries provide the most value thanks to the generally lower general

Geçen yılla karşılaştırıldığında bu yılın ürünleri çok daha iyi.

Compared with last year, this year's crops are much better.

Snoopy ile karşılaştırıldığında, Charlie Brown Japonya'da hiç iyi bilinmemektedir.

Compared to Snoopy, Charlie Brown is not well known at all in Japan.

Basketbolla karşılaştırıldığında, beyzbolun biraz yavaş ve sıkıcı olabileceği düşünülebilir.

Compared to basketball, baseball might be considered a little slow and boring.

Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.

What you make is small potatoes compared to the boss's salary.

New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.

Compared to New York, Tokyo is a much safer place.

Tom diğer oğlanlarla karşılaştırıldığında ne kadar küçük olduğunu fark etti.

Tom realized how small he was compared to the other boys.

- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.

Our problems are nothing compared to hers.

Diğer birçok aperitifle karşılaştırıldığında patlamış mısır çok ucuzdur. Ayrıca genellikle daha sağlıklıdır.

Popcorn is very inexpensive when compared to many other snack foods. It's also usually healthier.

Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

Forget about the past. Compared to yesterday, I like today more. That's why I try to enjoy the moment, that's all.