Translation of "Karınca" in English

0.005 sec.

Examples of using "Karınca" in a sentence and their english translations:

Karınca kırmızıydı.

The ant was red.

- Karınca gibi çalış.
- Karınca gibi çalışın.

Work as the ant.

Bu karınca rezidansı

this ant residence

Karınca gibi çalışın.

Work as the ant.

Karınca gibi çalış.

Work as the ant.

Mutfağımızı karınca basmış.

We have ants in the kitchen.

Hemen bir karınca köprüsü!

an ant bridge right now!

Parçalayan yuvasına götüren karınca

ant that takes it to its nest

Karınca sürüsü gibi çalıştılar.

They worked like so many ants.

Salonda bir karınca var.

There's an ant in the hall.

Hizmetçiler karınca gibi çalıştılar.

The servants worked like ants.

Bu yer karınca kaynıyor.

This place is crawling with ants.

Bir karınca beni ısırdı.

- I was bitten by an ant.
- An ant bit me.

Bir karınca tarafından ısırıldım.

- I was bitten by an ant.
- An ant bit me.

Bu sefer karınca av değil

this time the ant is not prey

Bu yapıyı yapan termit karınca

termite ant making this structure

Sysko bir karınca gibi çalışır.

Sysko works like an ant.

Ve bir resmen karınca adası oluşturuyorlar

and formally create an ant island

şimdi bizi bir karınca ısırdığında böyle

now when an ant bites us like this

Belirtmediğimiz özellikler varsa karınca ile ilgili

if there are features we have not mentioned about ant

Yer domuzları normalde karınca yiyenlerle karıştırılır.

Aardvarks are normally confused with anteaters.

Filin yemeği binlerce karınca doyurmaya yeter.

- The elephant's meal is enough to feed thousands of ants.
- The elephant's meal is enough to feed lakhs of ants.

Çocukken karınca yuvalarını tahrip etmeyi severdim.

When I was a child, I enjoyed destroying anthills.

Evimizin bir kanatlı karınca sorunu var.

Our house has a termite problem.

Tom bir sopa ile karınca yuvasını karıştırdı.

Tom poked the ant hill with a stick.

Bu karınca kraliçedir; kanatları olduğunu görmüyor musun?

This ant is the queen; don't you see she has wings?

Madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var

since there is a creature called impossible ant eating

Bu karınca yiyen o zaman karıncayı yiyemiyor mu?

can't this anteater then eat the ant?

Eğer ki bu termit karınca insan boyutunda olsaydı

if this termite ant was of human size

Yapılan yapının büyüklüğünü bir düşünün şimdi karınca için

Think about the size of the structure now for the ant

Karıncanın da yine en büyük düşmanı karınca oluyor

the ant is the biggest enemy again

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.

He stuck a straw into an anthill.

Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.

- An ant can lift more than 50 times its weight.
- Ants can lift things that are more than 50 times their own weight.

Tamam tamam biz karınca dilini bilmiyoruz bunu kapatalım şimdi

ok ok we don't know ant language let's close this now

Küçük bir karınca grubuna karıncayiyen daldığında o karıncaları yiyerek

when an ant dives into a small group of ants, by eating those ants

Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

A grasshopper and many ants lived in a field.

Kraliçe karınca ise, bir kaç saniyede bir süreli yumurta üretir

the queen ant produces eggs for a few seconds

Ama her şeye rağmen bir karınca bunu nasıl keşfedebilir ki?

But how could an ant discover this anyway?

- Mutfakta karıncalar var. Bir ilaçlamacıyı aramamız gerekiyor.
- Mutfağı karınca basmış. Bir ilaçlamacı çağırmalıyız.

We have ants in the kitchen. We need to call an exterminator.