Translation of "Kanıyordu" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kanıyordu" in a sentence and their english translations:

Burnun kanıyordu.

Your nose was bleeding.

Leyla kanıyordu.

Layla was bleeding.

Sami kanıyordu.

Sami was bleeding.

Mary'nin burnu kanıyordu.

Mary's nose was bleeding.

Tom bolca kanıyordu.

Tom was bleeding profusely.

Onun yarası kanıyordu.

His wound was bleeding.

Leyla'nın başı kanıyordu.

Layla was bleeding from the head.

Leyla bolca kanıyordu.

Layla was bleeding profusely.

Bu sabah kulağım kanıyordu.

My ear was bleeding this morning.

Sami kötü biçimde kanıyordu.

Sami was bleeding badly.

- Yara ağır bir şekilde kanıyordu.
- Yara şiddetli bir şekilde kanıyordu.

The wound was bleeding heavily.

Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.

His eye was swollen and his nose was bleeding.