Translation of "Kahvaltıdan" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kahvaltıdan" in a sentence and their english translations:

- Eskiden kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.
- Kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.

I used to take a walk before breakfast.

Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktık.

- After breakfast, we went out for a walk.
- We went out for a walk after breakfast.

Kahvaltıdan sonra kahveyi umursamam.

I don't care to have coffee after breakfast.

Tom kahvaltıdan sonra gitti.

Tom left after breakfast.

Kahvaltıdan sonra dişlerimi fırçalarım.

I brush my teeth after breakfast.

Kahvaltıdan kalan sütü içtim.

I drank the milk that was left over from breakfast.

Kahvaltıdan önce duş aldım.

I showered before breakfast.

Kahvaltıdan beri yemek yemedim.

I haven't eaten since breakfast.

Kahvaltıdan sonra orada olacağım.

I'll be there after breakfast.

Kahvaltıdan önce duş aldı.

He had a shower before breakfast.

Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.

I went for a walk after breakfast.

Kahvaltıdan önce yürüyüş yapardık.

We used to take a walk before breakfast.

Kahvaltıdan önce yürüyüş canlandırır.

A walk before breakfast is exhilarating.

Tom'u kahvaltıdan beri görmedim.

I haven't seen Tom since breakfast.

Kahvaltıdan önce bir yürüyüş canlandırıcıdır.

A walk before breakfast is refreshing.

Her sabah kahvaltıdan önce koşarım.

- I jog before breakfast every morning.
- I run before breakfast every morning.

Her sabah kahvaltıdan önce koşarız.

We jog before breakfast every morning.

Kahvaltıdan önce köpeğini parka götürdü.

She took her dog to the park before breakfast.

Tom kahvaltıdan önce duş aldı.

Tom took a shower before breakfast.

Genellikle kahvaltıdan önce duş alırım.

I usually take a shower before breakfast.

Tom kahvaltıdan sonra evden ayrıldı.

Tom left the house after breakfast.

Kahvaltıdan önce çoğunlukla banyo yaparım.

I often take a bath before breakfast.

Kahvaltıdan beri yemek yemedim; Açım.

I haven't eaten since breakfast. I'm hungry.

Tom kahvaltıdan beri yemek yemedi.

Tom hadn't eaten since breakfast and was getting hungry.

Tom kahvaltıdan sonra Mary'yi aradı.

Tom called Mary after breakfast.

Tom kahvaltıdan önce Mary'yi aradı.

Tom called Mary before breakfast.

Tom kahvaltıdan önce duş alır.

Tom takes a shower before breakfast.

Kahvaltıdan önce genelde duşa girer.

She usually takes a shower before breakfast.

Kahvaltıdan önce bir yürüyüşe ne dersin?

How about taking a walk before breakfast?

O, gazetelere genellikle kahvaltıdan önce bakar.

He usually looks through the newspapers before breakfast.

Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

He was in the habit of taking a walk before breakfast.

Kahvaltıdan sonra yürüyüş için dışarı çıktık.

After breakfast, we went out for a walk.

Kahvaltıdan hemen sonra çimi biçmeni istiyorum.

I want you to mow the lawn right after breakfast.

Kahvaltıdan önce asla bir şey yemem

I never eat before breakfast.

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüş yaptı.

She took a walk before breakfast.

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.

He took a walk before breakfast.

Ben kahvaltıdan önce biraz egzersiz yaparım.

I always take some exercise before breakfast.

Neredeyse her sabah kahvaltıdan önce yürürüm.

I take a walk almost every morning before breakfast.

Tom kahvaltıdan önce sık sık koşar.

Tom often jogs before breakfast.

Babam kahvaltıdan önce hep gazete okur.

My father always reads a newspaper before breakfast.

Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmak onun anlışkanlığı.

He is in the habit of taking a walk before breakfast.

O, kahvaltıdan önce her sabah koşar.

She jogs every morning before breakfast.

Babamın alışkanlığı kahvaltıdan önce gazete okumakdır.

My father is in the habit of reading the newspaper before breakfast.

Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkma alışkanlığı duyuyorum.

I am in the habit of going for a walk before breakfast.

Sık sık kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkarım.

I often take a walk before breakfast.

Genellikle kahvaltıdan önce birkaç tur yüzüyorum.

I usually swim a few laps before breakfast.

Her sabah kahvaltıdan önce duş alır.

He takes a shower every morning before breakfast.

Bay Kojima kahvaltıdan sonra bir sigara içti.

Mr Kojima had a smoke after breakfast.

Kahvaltıdan önce bir yürüyüşe gitmek benim alışkanlığımdır.

It's my custom to go for a walk before breakfast.

Her sabah kahvaltıdan önce hafif koşuya giderim.

I go for a jog every morning before breakfast.

Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.

My father has a habit of reading the newspaper before breakfast.

Babam her zaman kahvaltıdan önce gazete okur.

My father always reads the newspaper before breakfast.

Tom her sabah kahvaltıdan önce yürüdüğünü söyledi.

Tom said that he takes a walk every morning before breakfast.

O, kahvaltıdan önce duş yapmayı ihmal etmez.

She makes a point of taking a shower before breakfast.

Kahvaltıdan önce her zaman gazeteye göz atarım.

I always have a look at the newspaper before breakfast.

Tom bazen sabahleyin kahvaltıdan önce Mary'yi arar.

Tom sometimes calls Mary in the morning before breakfast.

Kahvaltıdan önce biraz egzersiz yapmayı prensip edinirim.

I make it a rule to do some exercise before breakfast.

Ben kahvaltıdan önce sık sık yürüyüşe çıkardım.

I would often take a walk before breakfast.

Bay Gardiner kahvaltıdan hemen sonra onlardan ayrıldı.

Mr. Gardiner left them soon after breakfast.

O her sabah kahvaltıdan önce koşmaya gider.

She goes jogging every morning before breakfast.

Tom genellikle kahvaltıdan önce bir duş alır

Tom usually takes a shower before breakfast.

Tom her sabah kahvaltıdan önce duş alır.

Tom takes a shower every morning before breakfast.

Kahvaltıdan önce gül, akşam yemeğinden önce ağlayacaksın.

Laugh before breakfast, you'll cry before supper.

Tom kahvaltıdan önce her sabah yüzünü yıkıyor.

Tom washes his face every morning before breakfast.

Kahvaltıdan sonra biraz iş yaptım ve dışarı çıktım.

I did some work after breakfast and went out.

Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

He was in the habit of taking a walk before breakfast every morning.

Tom her sabah kahvaltıdan sonra altı tablet alır.

Tom takes six tablets every morning after breakfast.

Tom her sabah kahvaltıdan önce 100 mekik çeker.

Tom does 100 sit-ups every morning before breakfast.

Neredeyse her gün kahvaltıdan önce hafif koşuya giderim.

I go jogging before breakfast almost every day.

O kahvaltıdan önce bir bardak su içmeyi prensip edinir.

He makes it a rule to drink a glass of water before breakfast.

Büyükbabam kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmayı bir kural haline getirdi.

My grandfather made it a rule to take a walk before breakfast.

Kahvaltıdan beri bir şey yemedim ve ben çok açım.

I haven't eaten since breakfast and I'm very hungry.

Tom her sabah kahvaltıdan önce bir bardak su içer.

Tom drinks a glass of water every morning before he eats breakfast.

Tom her sabah kahvaltıdan önce blok etrafında hızlı bir koşu yapar.

Tom takes a quick jog around the block every morning before breakfast.