Translation of "Kafası" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kafası" in a sentence and their english translations:

- Tom'un kafası karıştı.
- Tom'un kafası karışık.

- Tom is confused.
- Tom's confused.

Heykelin kafası eksik.

The statue is missing its head.

Tom'un kafası karıştı.

Tom was confused.

Heykelin kafası yok.

The statue has no head.

Kafası karışmış görünüyor.

She looks confused.

Mary'nin kafası karıştı.

Mary's confused.

Tom'un kafası karışmış.

- Tom's distracted.
- Tom is distracted.

Kafası karışan sensin.

It's you who are confused.

Kimin kafası karışmış?

- Who is confused?
- Who's confused?

Kafası karışmak kolaydır.

It's easy to get confused.

Kafası karışmış görünüyorsun.

- You sound confused.
- You're mixing things up.
- You're conflating things.
- You're getting something mixed up.

Herkesin kafası karışık.

- Everyone is confused.
- Everybody is confused.

Herkesin kafası karışıktı.

Everyone was confused.

Mary'nin kafası dönüyordu.

Mary's head was spinning.

Onun kafası griydi.

Her head was grey.

İnsanların kafası karışık.

The people are confused.

Sami'nin kafası karışıktı.

Sami was confused.

Kafası karışmış görünüyordu.

He appeared confused.

- Tom biraz kafası karışmış.
- Tom'un biraz kafası karışık.

Tom is slightly confused.

Onun kafası tamamen karışık.

She is covered in confusion.

Tom kafası karışmış görünüyor.

- Tom looks confused.
- Tom looks disoriented.

Tom'un tamamen kafası karışmış.

Tom is utterly disorientated.

Tom kafası karışmış görünüyordu.

- Tom looked confused.
- Tom seemed to be confused.

Tom'un şimdi kafası karışmış.

Tom is confused now.

Tom'un kafası bandajla sarılı.

Tom's head is covered with bandages.

Tom'un kafası biraz karışık.

Tom is a bit confused.

Çocuklar kafası karışmış görünüyor.

The kids look confused.

Herkesin kafası biraz karışıktı.

Everyone's a bit confused.

Başlangıçta Tom'un kafası karıştı.

Tom was confused at first.

Sanırım Tom'un kafası karışmış.

- I think Tom is confused.
- I think that Tom is confused.

Tom biraz kafası karıştı.

Tom is a little confused.

Tom'un soruyla kafası karıştırıldı?

Tom was confused by the question.

Tom'un kafası karışmış olmalı.

- Tom must've been confused.
- Tom must have been confused.

Tom'un kafası çok karışıktı.

Tom was so confused.

Rehinelerden üçünün kafası kesildi.

Three of the hostages were beheaded.

Tom'un kafası hep meşguldür.

Tom is always preoccupied.

Tom tamamen kafası karışık.

Tom is completely confused.

Tom'un sadece kafası karışık.

Tom is just confused.

Tom'un hâlâ kafası karışık.

Tom is still woozy.

Tom'un tamamen kafası karışıktı.

- Tom was totally confused.
- Tom was utterly confused.

Tom'un gerçekten kafası karışmış.

Tom is really confused.

Dan'ın kafası karışmış olmalı.

Dan must have been confused.

Kafası yeni fikirlerle doluydu.

Her head was bursting with new ideas.

Genç askerin kafası karıştı.

The young soldier was confused.

Sanırım hepimizin kafası karışık.

I think we're all confused.

Tom kafası karışmış olabilir.

- Tom may be confused.
- Tom might be confused.

Umarım Tom'un kafası bozulmaz.

I hope Tom doesn't get annoyed.

Tom'un kafası karışmış olabilir.

- Tom could've been confused.
- Tom could have been confused.

Kafası karışmış gibi görünüyorsun.

You looked like you were confused.

Tom'un kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed confused.

Tom'un çok kafası karışıktı.

Tom was very confused.

Tom'un kafası güzel gibi.

It looks like Tom is high.

Sami'nin kafası çok karışık.

Sami is so confused.

Kafası karışık olduklarını söylediler.

- They said they were confused.
- They said that they were confused.

Tom'un kafası bir milyon.

Tom is high as a kite.

Onların kafası karışık, değil mi?

They are confused, aren't they?

Tom biraz kafası karışmış görünüyor.

Tom seems to be a tad confused.

- Tom şaşırmıştı.
- Tom kafası karışmıştı.

- Tom was confused.
- Tom was perplexed.
- Tom was baffled.
- Tom was puzzled.
- Tom was bewildered.
- Tom was mystified.

Tom korkmuştu ve kafası karışmıştı.

Tom is frightened and confused.

Tom kızgındı ve kafası karışıktı.

Tom was angry and confused.

Tom bütünüyle kafası karışmış görünüyor.

Tom seems totally confused.

Tom hafifçe kafası karışmış görünüyor.

Tom looks slightly puzzled.

Tom kafası karışmış gibi görünüyor.

Tom became confused.

Tom sersemlemiş ve kafası karışmıştı.

Tom was dazed and confused.

Tom'un ne hakkında kafası karışmış?

What was Tom confused about?

Annem balık kafası yemeyi sever.

Mom likes to eat fish-head.

Postacı Pat'in kafası patlayıcılarla doldurulmuş.

Postman Pat's head is stuffed with explosives.

Tom gerçekten kafası karışık görünüyordu.

Tom looked really confused.

- Herkes sarhoş.
- Herkesin kafası kıyak.

Everyone is drunk.

Tom biraz kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed a little confused.

Herkes kafası karışmış gibi görünüyor.

Everybody seems to be confused.

Tom'un gerçekten kafası karışmış görünüyor.

Tom seems genuinely confused.

Beklenmedik soru karşısında kafası karışmıştı.

He was confused by the abrupt question.

Tom gerçekten kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed really confused.

Tom biraz kafası karışık görünüyordu.

- Tom looked a bit confused.
- Tom looked a little confused.
- Tom seemed a little confused.
- Tom seemed a bit confused.

Tom Mary'nin sorusuyla kafası karıştı.

Tom was confused by Mary's question.

Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

Tom has a good head for numbers.

- Herkesin kafası karıştı.
- Herkes şaşkındı.

Everybody was confused.

Tom'un kafası karışmış ve korkmuş.

Tom is confused and scared.

Çok kafası karışık gibi görünüyorsun.

You seem very confused.