Translation of "Inanıyoruz" in English

0.004 sec.

Examples of using "Inanıyoruz" in a sentence and their english translations:

- Size inanıyoruz.
- Sana inanıyoruz.

We believe you.

Demokrasiye inanıyoruz.

We believe in democracy.

Budizm'de inanıyoruz.

We believe in Buddhism.

Sana inanıyoruz.

We believe you.

Size inanıyoruz.

We believe in you.

Şeffaflığa inanıyoruz.

We believe in transparency.

Birbirimize inanıyoruz.

We believe in each other.

Tom'a inanıyoruz.

We believe in Tom.

Gönülden inanıyoruz ki

we strongly believe

Biz Allah'a inanıyoruz.

We believe in God.

Biz kendimize inanıyoruz.

We believe in ourselves.

Sana inanıyoruz, Tom.

We believe you, Tom.

Elbette sana inanıyoruz.

Of course, we believe you.

Biz onlara inanıyoruz.

We believe them.

Biz ona inanıyoruz.

We believe him.

Biz Tom'a inanıyoruz.

We believe Tom.

- Biz Allah'ın varlığına inanıyoruz.
- Biz Tanrı'nın varlığına inanıyoruz.

We believe in the existence of God.

Bunun mümkün olduğuna inanıyoruz.

We believe it's possible.

Biz Tom'un öldürüldüğüne inanıyoruz.

We believe Tom was murdered.

Hepimiz yalnız olduğumuza inanıyoruz.

I trust we're all alone.

Tom'un cinayeti işlediğine inanıyoruz.

We believe that Tom committed the murder.

Onun olacağına hâlâ inanıyoruz.

- I still believe that'll happen.
- I still believe that that'll happen.

Yaptığımız şeye yürekten inanıyoruz.

We really believe in what we're doing.

Cinayeti onun işlediğine inanıyoruz.

We believe that he committed the murder.

Bir metoda sahip olduğumuza inanıyoruz.

as quickly and efficiently as possible.

Bir fiyat indirimi yapabileceğinize inanıyoruz.

We believe that you will be able to make a price concession.

Hepimiz onun suçlu olduğuna inanıyoruz.

We are all convinced that he's guilty.

Mary'yi öldürenin Tom olduğuna inanıyoruz.

- We believe that it was Tom that killed Mary.
- We believe that it was Tom who killed Mary.
- We believe it was Tom that killed Mary.
- We believe it was Tom who killed Mary.

Tom'un masum olduğuna hepimiz inanıyoruz.

We're all convinced that Tom is innocent.

Tom ve Mary'nin öldürüldüğüne inanıyoruz.

- We believe Tom and Mary were murdered.
- We believe that Tom and Mary were murdered.

Tom ve ben birbirimize inanıyoruz.

Tom and I believe in each other.

Ölüm saatinin 14:20 olduğuna inanıyoruz.

We believe the time of death was 2:20 p.m.

Tom'un Mary'yi zehirlemesinin mümkün olduğuna inanıyoruz.

We believe it was possible that Tom poisoned Mary.

Biz daha iyi bir dünyaya inanıyoruz.

We believe in a better world.

- Onun gerçekleşeceğine inanıyorum.
- Bunun olacağına inanıyoruz.

- I believe that'll happen.
- I believe that that'll happen.

Tom'un Mary'yi bir buz kıracağı ile öldürdüğüne inanıyoruz.

- We believe that Tom killed Mary with an ice pick.
- We believe Tom killed Mary with an ice pick.

Biz şimdi bu ilacın çocuklar için güvenli olmadığına inanıyoruz.

We now believe this drug is unsafe for children.

Korsanların orijinal Pastörenler olduğuna ve barışçıl kâşif olduklarına inanıyoruz.

We believe that Pirates were the original Pastafarians and that they were peaceful explorers.

Bu nedenle, biz inanıyoruz ki, pek çok insanın asıl meselesi

So, the core issue, we believe, that a lot of the people have

- Hepimiz onun masum olduğuna ikna olduk.
- Hepimiz onun suçsuzluğuna inanıyoruz.

We are all convinced of his innocence.

Biz çocukların hem bir babaya hem de bir anneye ihtiyacı olduğuna ve o zaman bunun onlar için gerçekten ne kadar önemli olduğuna inanıyoruz.

We believe that children need both a father and a mother and that time will show how important it really is for them.