Translation of "Elbette" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Elbette" in a sentence and their arabic translations:

Elbette.

بالتأكيد.

Elbette yapardım.

بالطبع سأفعل،

Elbette ilgileniyorlar.

بالطبع ذلك صحيح.

Elbette bilebiliriz.

بالتأكيد نحتاج ذلك.

''Elbette var.'' dedim,

قلت: "نعم لديّ.

Elbette zaman aldı --

استغرق الأمر بعض الوقت...

Elbette ben bekleyeceğim.

أكيد سأنتظر.

Elbette hepimiz başka birine,

ونحن بالتأكيد يريد جميعنا مساعدة أشخاص آخرين

Elbette doğru zaman geldiğinde

لكن بالطبع حين يأتي الوقت المناسب،

“Evet, elbette,” demenin başlangıcıdır.

"اوه. بالطبع"

Elbette deniz hayatı bulunmaktadır,

وبالطبع، توجد حياة بحرية،

Nee? Hayır, elbette değil.

ماذا؟ لا، بالطبع لا.

Elbette ona söylemek zorundayım.

بالطبع، يجب ان اخبرها.

Elbette başka sebepler de vardı

ولكن كان هناك أسبابًا أخرى،

Elbette pek çok çözüm denendi --

وبالطبع، تم تجربة العديد من الحلول -

- Elbette.
- Tabii ki.
- Besbelli ki!

- بالطبع.
- طبعاً.
- بالتأكيد.
- أكيد.

Beyni anlamak için, elbette, beyinleri araştırmalıyız

لفهم الدماغ جيداً، نحتاج إلى دراسة الأدمغة.

Siyasetçilerimizin, dini liderlerimizin -- elbette saygı çerçevesinde --

سياسيونا وقادتنا الدينيون،

Elbette, cumaları ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

وبطبيعة الحال، عليكم في أيام الجمع معرفة ما يتعين القيام به.

Elbette, her ikisi de doğru değildi.

لم يكن أي منها صحيحاً بالطبع.

Stamford Bridge Muharebesi elbette bir felaketti.

كانت معركة ستامفورد بريدج بالطبع كارثة.

- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.

نعم، بالطبع.

Elbette üstesinden gelmeleri gereken devasa engeller var

ولكن أمامهم بعض العقبات الضخمة التى يجب التغلب عليها لتحقيق ذلك.

''Elbette tutku önemli olan tek şey değil

"بالطبع، الشغف ليس الشيء الوحيد الذي يهم،

elbette bu çok değerli bir kariyer olurdu

بالطبع، تلك كانت مهنة جديرة بالاهتمام.

Antik dünyada da her türlü kölelik vardı elbette

وبالفعل كان هناك الكثير من العبودية في العالم القديم،

Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır.

يمثل إدراك أوجه الإنسانية المشتركة فيما بيننا بطبيعة الحال مجرد البداية لمهمتنا.

Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,

بلا ريب فالتين يصبح تيناً

Elbette hepimizin içinde bir miktar bencillik ve açgözlülük var

بالتأكيد، في داخلنا جميعًا القليل من الأنانية والشجع،

Elbette Allah katında en üstün olanınız en dürüst olanınızdır.

إن أكرمكم عند الله أتقاكم.

- Ne yapmak istersen yapabilirsin tabii ki de.
- Ne yapmak isterseniz yapabilirsiniz tabii ki de.
- Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz, elbette.

بالطبع، تستطيع ان تفعل ما تشاء.