Translation of "Işsiz" in English

O işsiz.

He doesn't have a job.

Tom işsiz.

- Tom's out of a job.
- Tom is out of a job.

İşsiz misin?

Are you out of work?

Onlar işsiz.

- They are unemployed.
- They're unemployed.

Kedim işsiz.

My cat is unemployed.

Işsiz olduğum için,

because I was jobless,

Tom hâlâ işsiz.

Tom is still unemployed.

İşsiz olabileceğimi düşünüyorum.

I think I might be out of a job.

İşsiz olduğunu düşündüm.

- I thought you were unemployed.
- I thought that you were unemployed.

Ben işsiz değilim.

I'm not unemployed.

Tom şimdi işsiz.

Tom is out of work now.

Sanırım Tom işsiz.

- I think Tom is unemployed.
- I think that Tom is unemployed.

Tom'un karısı işsiz.

Tom's wife is unemployed.

İşsiz olduklarını söylediler.

- They said they were unemployed.
- They said that they were unemployed.

Tom işsiz olabilir.

- Tom may be unemployed.
- Tom might be unemployed.

İşsiz insanların pek çoğu, muhtemelen işsiz kalmaya devam edecek,

Lots of unemployed people will likely stay unemployed.

İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının

I believe that the key to preventing our jobless future

Tom şu anda işsiz.

Tom is currently unemployed.

Bay Tanabe işsiz kaldı.

Mr Tanabe became unemployed.

Babam bir yıldır işsiz.

My father has been out of work for a year.

Tom üç aydır işsiz.

Tom has been out of work for three months.

O bir aydır işsiz.

He has been without employment for a month.

Tom'un işsiz olduğunu düşündüm.

- I thought Tom was unemployed.
- I thought that Tom was unemployed.

Milyonlarca insan işsiz kaldı.

Millions of people were unemployed then.

Onların işsiz olduklarını düşündüm.

- I thought they were unemployed.
- I thought that they were unemployed.

Tom işsiz olmayı sevmez.

Tom doesn't like being unemployed.

Tom işsiz olduğunu söyledi.

- Tom said he's unemployed.
- Tom said that he's unemployed.

Tom işsiz gibi görünüyor.

It looks like Tom is unemployed.

Bence Tom hâlâ işsiz.

- I think Tom is still unemployed.
- I think that Tom is still unemployed.

Sen hâlâ işsiz misin?

Are you still out of work?

Tom uzun süredir işsiz.

Tom has been unemployed for a long time.

Tom'un işsiz olduğunu biliyorum.

- I know Tom is unemployed.
- I know that Tom is unemployed.

Tom işsiz, değil mi?

Tom is out of work, isn't he?

- Kedim işsiz.
- Kedim aylak.

My cat is unemployed.

Ülkede birçok genç insan işsiz.

Many young people are out of work in the country.

İspanya'da birçok genç insan işsiz.

Many young people in Spain are unemployed.

Konuşmasında işsiz insanlardan söz etti.

In her address, she spoke of unemployed people.

Tom işsiz bir güvenlik görevlisidir.

Tom is an unemployed security guard.

Tom işsiz bir havacılık mühendisidir.

Tom is an unemployed aeronautical engineer.

Tom son üç aydır işsiz.

Tom has been unemployed for the past three months.

Dünyada kaç tane işsiz var?

How many unemployed are there in the world?

Yüz binlerce insan işsiz kaldı.

Hundreds of thousands of people were out of work.

Hiç kendini işsiz buldun mu?

Have you ever found yourself without a job?

Tom Mary'ye işsiz olduğunu söyledi.

Tom told Mary that he was unemployed.

Tom Mary'nin işsiz olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was unemployed.
- Tom said that Mary was unemployed.

Tom'un hâlâ işsiz olduğundan şüpheliyim.

- I doubt that Tom is still unemployed.
- I doubt Tom is still unemployed.

Tom bana işsiz olduğunu söyledi.

- Tom told me that he was unemployed.
- Tom told me he was unemployed.

Tom herkese işsiz olduğunu söyledi.

- Tom told everyone that he was unemployed.
- Tom told everybody that he was unemployed.
- Tom told everybody he was unemployed.
- Tom told everyone he was unemployed.

- Tom ve Mary'nin ikisi de işsiz.
- Hem Tom hem de Mary işsiz.

- Both Tom and Mary are unemployed.
- Tom and Mary are both unemployed.

Bu ülkede birçok genç insan işsiz.

Many young people are out of work in that country.

İşsiz sayısı tüm zamanların en yükseğindedir.

The number of jobless is at an all time high.

Kocam işsiz ve bir iş arıyor.

My husband is out of work and looking for a job.

Tom şu anda üç aydır işsiz.

Tom has been unemployed for three months now.

Şimdi neredeyse hiç kimse işsiz değil.

Almost nobody is unemployed now.

- Tom işsiz.
- Tom'un bir işi yok.

- Tom is out of work.
- Tom doesn't have a job.
- Tom is unemployed.
- Tom's out of a job.
- Tom is out of a job.

Tom Mary'nin muhtemelen işsiz olacağını söyledi.

- Tom said Mary was likely to be unemployed.
- Tom said that Mary was likely to be unemployed.

Tom ve Mary işsiz olduklarını söylediler.

- Tom and Mary said they're unemployed.
- Tom and Mary said that they're unemployed.

Tom bana Mary'nin işsiz olduğunu söyledi.

- Tom told me Mary was unemployed.
- Tom told me that Mary was unemployed.

- Tom hâlâ işsiz değil. Dün çalışmaya başladı.
- Tom işsiz değil artık. Dün işe başladı.

Tom isn't still unemployed. He started working yesterday.

Uzun süren depresyondan dolayı birçok işçi işsiz.

Because of the protracted depression, many workers are unemployed.

İşsiz üniversite mezunlarının sayısı 4000 den fazladır

The number of unemployed college graduates amounts to more than 4000.

O yeni zincir mağazası beni işsiz bırakabilir.

That new chain store could put me out of business.

İşsiz olduğum için hiçbir şey tasarruf edemiyorum.

Since I'm unemployed, I can't save up anything.

Tom bana Mary'nin işsiz olduğunu düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was unemployed.
- Tom told me he thought Mary was unemployed.
- Tom told me he thought that Mary was unemployed.
- Tom told me that he thought that Mary was unemployed.

Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ işsiz olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was probably still unemployed.

Gazze'de çok sayıda işsiz inşaat mühendisi var.

In Gaza, there are a lot of unemployed civil engineers.

Otomobil sektöründeki çöküşten dolayı çoğu insan işsiz kalacak.

Many people will lose their jobs due to the slump in the auto industry.

O, işsiz olduğu için, onların evliliği başarısız oldu.

Because he was unemployed, their wedlock failed.

İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.

Jobs are hard to come by with so many people out of work.

Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor.

Today, many people worry about losing their jobs.

Orada gece ve gündüz yüzlerce işsiz adam uyur.

Hundreds of unemployed men sleep there day and night.

O bir haftadan daha uzun bir süredir işsiz.

She's been out of work for over a week.

Mademki Tom işsiz onun bir hayli boş zamanı var.

Now that Tom is unemployed, he has quite a bit of free time.

İşsiz insanlar ve yaşlılar için tercihli bir fiyat vardır.

There is a preferential price for unemployed people and the elderly.

Düşük bir maaş için çalışmaktansa işsiz olmamız daha iyi.

Rather than working for a low salary, it is better for us to be unemployed.

Tom ve Mary bana John'un işsiz olduğunu sandıklarını söyledi.

Tom and Mary told me that they thought John was unemployed.