Translation of "Gideceğimizi" in English

Seninle gideceğimizi düşünüyorum.

I think we'll go with you.

Tom'la gideceğimizi düşünüyorum.

- I think we'll go with Tom.
- I think that we'll go with Tom.

Tom'a onunla gideceğimizi söyleyeceğim.

I'll tell Tom we're going with him.

Yarın nereye gideceğimizi bilmiyorum.

I don't know where we'll go tomorrow.

Bize nereye gideceğimizi söyle.

Tell us where to go.

Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.

- I thought we were going to go somewhere.
- I thought that we were going to go somewhere.

Biz nereye gideceğimizi bilmiyoruz.

We don't know where to go.

Ne zaman gideceğimizi Tom'a söyleyeceğim.

I'll tell Tom when to go.

İstasyona zamanında gideceğimizi düşünüyor musun?

- Do you think we'll make it to the station in time?
- Do you think we'll get to the station in time?

- Tom'a birkaç günlüğüne Boston'a gideceğimizi söyledim.
- Tom'a birkaç gün için Boston'a gideceğimizi söyledim.

- I told Tom we were going to Boston for a few days.
- I told Tom that we were going to Boston for a few days.

Sürücü bana hangi yola gideceğimizi sordu.

The driver asked me which way to go.

Tom ne zaman gideceğimizi bilmek istiyor.

Tom wants to know when we're going to leave.

Ne yapacağımızı ve nereye gideceğimizi tartıştık.

We discussed what to do and where to go.

Nereye gideceğimizi bana söylemezsen seninle gitmeyeceğim.

I won't go with you unless you tell me where we're going.

Bize Tom'un evine nasıl gideceğimizi söyle.

Tell us how to get to Tom's house.

Tom sana yarın gideceğimizi söyledi mi?

Did Tom tell you we were leaving tomorrow?

- Tom'a söyle, çıkıyoruz.
- Gideceğimizi söyle Tom'a.

Tell Tom that we're leaving.

Birkaç günlüğüne Boston'a gideceğimizi Tom'a söyledim.

- I told Tom we were going to Boston for a few days.
- I told Tom that we were going to Boston for a few days.

Tom Boston'a ne zaman gideceğimizi bilmek istiyor.

Tom wants to know when we're going to Boston.

Okulumuz bittiği zaman farklı yönlere gideceğimizi biliyorduk.

We knew that we were going to go in different directions when our school finished.

Tom, Boston'a ne zaman gideceğimizi bilmek istedi.

Tom wanted to know when we're going to Boston.

Gelecek hafta sonu nereye gideceğimizi bilmek isteyebileceğini düşündüm.

- I thought you might like to know where we'll be going next weekend.
- I thought that you might like to know where we'll be going next weekend.

Hâlâ bu gece nereye gideceğimizi babana söylememiz gerektiğini düşünüyorum.

- I still think we should've told your dad where we're going tonight.
- I still think we should have told your dad where we're going tonight.

Bu hafta mı yoksa gelecek hafta mı gideceğimizi bilmiyorum.

I don't know if we will leave this week or next week.

Nereye pikniğe gideceğimizi görüştüğümüzde bazıları ormana gitmek istedi, diğerleri denize gitmek istedi.

When we discussed where to go on a picnic, some wanted to go to the forest, others wanted to go to the sea.