Translation of "Evlatlık" in English

0.007 sec.

Examples of using "Evlatlık" in a sentence and their english translations:

Tom evlatlık verilmişti.

Tom was put up for adoption.

Tom evlatlık mı?

Is Tom adopted?

Sanırım Tom evlatlık.

- I think Tom is adopted.
- I think that Tom is adopted.

Evlatlık olduklarını söylediler.

- They said they were adopted.
- They said that they were adopted.

Tom evlatlık olduğunu bilmiyor.

- Tom doesn't know that he's adopted.
- Tom doesn't know he's adopted.

Tom tarafından evlatlık edinildim.

I was adopted by Tom.

Tom'un evlatlık olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is adopted.
- I know Tom is adopted.

Tom evlatlık edinilmediğini söyledi.

Tom said that he wasn't adopted.

Amerikalı bir aileye evlatlık verildi

An American family was adopted

Biz bir çocuğu evlatlık aldık.

We adopted a child.

O, küçük kızı evlatlık aldı.

They adopted the little girl.

O, yetimi evlatlık kabul etti.

He adopted the orphan.

Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.

The mother was cruel to her adopted son.

Tom herkese evlatlık alındığımı söyledi.

Tom told everyone I was adopted.

Tom herkese evlatlık alındığını söyledi.

Tom told everyone he was adopted.

Baba evlatlık oğluna acımasızca davrandı.

The dad treated his adoptive son cruelly.

Evlatlık olup olmadığımı merak ediyorum.

- I wonder whether I'm adopted.
- I wonder if I'm adopted.

Mary evlatlık olarak alındığını söyledi.

Mary said she was adopted.

E abi sonuçta Amerika'ya evlatlık verilmiş

Well, after all, America was adopted

Bir çocuğu evlatlık almaya karar verdik.

We've decided to adopt a child.

Tom Mary'nin üç çocuğunu evlatlık edindi.

Tom adopted Mary's three children.

Bizim üç tane evlatlık çocuğumuz var.

We have three adopted children.

Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?

Does Tom know he was adopted?

Tom'a onun evlatlık olduğunu söyledin mi?

Have you told Tom he's adopted?

Tom herkese Mary'nin evlatlık alındığını söyledi.

Tom told everyone Mary was adopted.

Tom'a evlatlık alındığını söyledin, değil mi?

You told Tom that he was adopted, didn't you?

Tom'un biyolojik ebeveynleri onu evlatlık verdi.

Tom's biological parents gave him up for adoption.

Tom'un evlatlık olup olmadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom is adopted.
- I wonder whether or not Tom is adopted.

Bazı öksüzler evlatlık alınacak, ama hepsi değil.

Some orphans will be adopted, but not all.

Tom, evlatlık yapılan üç erkek kardeşle büyüdü.

Tom grew up with three adopted brothers.

Üstelik onu evlatlık edinen aile zengin de değildi

Moreover, the family that adopted her was not rich

Tom on üç yaşına kadar evlatlık alındığını bilmiyordu.

- Tom didn't know that he was adopted until he was thirteen.
- Tom didn't know that he was adopted until he was thirteen years old.
- Tom didn't know he was adopted until he was thirteen years old.
- Tom didn't know he was adopted until he was thirteen.

Tom ve Mary John'u evlatlık almaya karar verdi.

Tom and Mary decided to adopt John.

Çift, çocuğu evlatlık almak için bir karar vermişti.

The couple had made a decision to adopt a child.

Tom ve Mary Çin'den bir kızı evlatlık aldılar.

Tom and Mary adopted a girl from China.

Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.

The rich merchant adopted the boy and made him his heir.

- Bizim üç evlatlığımız ve iki biyolojik çocuğumuz var.
- İki biyolojik, üç evlatlık çocuğumuz var.
- İki öz, üç evlatlık çocuğumuz var.

We have three adopted children and two biological children.

Sanırım onun evlatlık alındığını Tom'a söylememizin zamanı geldi de geçiyor.

I think it's about time we told Tom that he's adopted.

"Sen gerçek kız kardeşim değilsin. Sen evlatlık alındın." "Bu doğru değil!"

"You're not my real sister. You were adopted." "That's not true!"

- Tom'u evlat edinmeyin lütfen.
- Tom'u sahiplenmeyin lütfen.
- Tom'u evlatlık almayın lütfen.

Please don't adopt Tom.

Tom ve karısı bir otomobil kazasında ailesi ölen bir kızı evlatlık aldılar.

Tom and his wife adopted a girl whose parents had been killed in an automobile accident.