Translation of "Ettiğinden" in English

0.005 sec.

Examples of using "Ettiğinden" in a sentence and their english translations:

Gençler göç ettiğinden,

As the young migrate,

Teklifimi kabul ettiğinden endişeliydim.

I was anxious that she accept my offer.

Tom'un kabul ettiğinden eminim.

- I'm sure Tom would've agreed.
- I'm sure Tom would have agreed.

Işine devam ettiğinden emin olmaktır.

gets to maintain their job.

Tom'un endişenizi takdir ettiğinden eminim.

I'm sure Tom appreciates your concern.

Tom'un ne ima ettiğinden emin değilim.

I'm not sure what Tom is getting at.

Tom'un tüm yardımını takdir ettiğinden eminim.

I'm sure Tom appreciates all your help.

Tom'un bunu yapmayı kabul ettiğinden şüpheleniyorum.

- I suspect Tom has agreed to do that.
- I suspect that Tom has agreed to do that.

Sami'nin Leyla'yı tehdit ettiğinden asla şüphelenilmedi.

Sami was never suspected of threatening Layla.

Birinin beni takip ettiğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that somebody was tailing me.

Tom'un onun için yaptığını takdir ettiğinden eminim.

I'm sure Tom appreciates what you do for him.

Tom senin hakkında endişe ettiğinden söz etti.

Tom mentioned he was concerned about you.

Seni fark ettiğinden daha uzun süredir seviyorum.

I've loved you for longer than you realize.

Mary intihar ettiğinden beri Tom'u çok görmedik.

We haven't seen much of Tom since Mary committed suicide.

Tom, Mary'yi rahatsız ettiğinden dolayı özür diledi.

Tom apologized for having offended Mary.

Tom'un Mary için yaptıklarınızı takdir ettiğinden eminim..

I'm sure Tom appreciated what you did for Mary.

Tom'un Mary için yaptıklarınızı takdir ettiğinden eminim.

I'm sure Tom appreciates what you do for Mary.

Tom'un onun için yaptıklarınızı takdir ettiğinden eminim.

I'm sure Tom appreciated what you did for him.

Mary'nin arabasını nereye park ettiğinden Tom emin değil.

Tom isn't sure where Mary parked her car.

Mary onu terk ettiğinden beri Tom aynı değil.

Tom hasn't been the same since Mary left him.

Sanırım Tom itiraf ettiğinden daha çok şey biliyor.

- I think Tom knows more than he's admitting.
- I think that Tom knows more than he's admitting.

Tom beni terk ettiğinden beri üç yıl oldu.

It's been three years since Tom left me.

O, ülkeyi terk ettiğinden beri ondan haber alınmadı.

He hasn't been heard from since he left the country.

Tom Mary'ye hak ettiğinden daha fazla itibar etti.

Tom gave Mary more credit than she deserved.

Tom'un başka bir yerde olmayı tercih ettiğinden eminim.

I'm sure Tom would rather be somewhere else.

Tom terfi ettiğinden beri kodaman edasıyla caka satıyor.

Ever since he got promoted, Tom has been strutting around like he's the grand fromage.

Tom Mary onu terk ettiğinden beri iyi uyumadı.

Tom hasn't slept well since Mary left him.

Tom'un onun için yaptığın her şeyi takdir ettiğinden eminim.

- I'm sure that Tom appreciates everything you do for him.
- I'm sure Tom appreciates everything you've done for him.

Avcılık kazaları çoğu insanın fark ettiğinden daha sık olur.

Hunting accidents happen more often than most people realize.

Tom Boston'u ziyaret ettiğinden beri bir yıldan fazla oldu.

It's been more than a year since Tom has visited Boston.

Sami, hayatta elde ettiğinden daha fazlasını hak ettiğine inanıyordu.

Sami believed he deserved more than what he had been given in life.

Senden Tom'un nefret ettiğinden daha fazla nefret eden birini düşünemiyorum.

I can't think of anyone who hates you more than Tom does.

Roma'yı birçok kez ziyaret ettiğinden beri, o onu iyi biliyor.

Since he's visited Rome many times, he knows it well.

Tom ve Mary'nin ikisinin de bunu yapmayı kabul ettiğinden şüpheleniyorum.

- I suspect Tom and Mary have both agreed to do that.
- I suspect that Tom and Mary have both agreed to do that.

Tom'un benim için ne kadar önemli olduğunu fark ettiğinden emin değilim.

- I'm not sure you realize how important Tom is to me.
- I'm not sure that you realize how important Tom is to me.

Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi.

Life seems to have been a constant struggle for her ever since she left home.

- Bu hak ettiğinden daha fazla.
- Bu layık olduğundan fazla.
- Bu layık olduğunuzdan fazla.
- Bu hak ettiğinizden fazla.

It's more than you deserve.

- Daha iyisini hak ettiğinden eminim.
- Daha iyisini hak ettiğinizden eminim.
- Daha iyisine layık olduğundan eminim.
- Daha iyisine layık olduğunuzdan eminim.

I'm sure you deserve better.

- Tom'un evden ayrıldığını biliyor muydun?
- Tom'un evden ayrıldığını biliyor muydunuz?
- Tom'un evi terk ettiğini biliyor muydun?
- Tom'un evi terk ettiğini biliyor muydunuz?
- Tom'un evden ayrıldığından haberin var mıydı?
- Tom'un evden ayrıldığından haberiniz var mıydı?
- Tom'un evi terk ettiğinden haberiniz var mıydı?
- Tom'un evi terk ettiğinden haberin var mıydı?

- Did you know that Tom had left home?
- Did you know Tom had left home?