Translation of "Dolaşmayı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Dolaşmayı" in a sentence and their english translations:

Dolaşmayı severim.

I love taking trips.

Meralarda dolaşmayı severim.

I like to roam about the fields.

Çıplak ayakla dolaşmayı severim.

I like walking around barefoot.

Dünyayı dolaşmayı çok seviyorum.

I love to travel around the world.

Çocuk kanepe mağazasını dolaşmayı seviyor.

The boy likes walking around the sofa store.

Çocuk sabun dükkanını dolaşmayı seviyor.

The boy likes walking around the soap shop.

Tom'a aylak aylak dolaşmayı bırakmasını söyle.

Tell Tom to stop fooling around.

Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.

I love walking barefoot on the grass.

Gelecek yıl bisikletle Şikoku adasını dolaşmayı planlıyoruz.

- I plan to cycle around Shikoku next year.
- I plan to go around the island of Shikoku by bicycle next year.

Bu haydut isyancılar dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar.

Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth.

Tom ve Mary adanın diğer tarafında dolaşmayı planlıyorlar.

Tom and Mary are planning to hike to the other side of the island.

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

To succeed in the city, animals must learn to negotiate the streets.

Senin kendi evin olsa bile, lütfen etrafta çıplak dolaşmayı bırak.

Even if it's your own house, please stop walking around naked.

Aylak aylak dolaşmayı bırak ve bu pisliği toplamama yardım et.

Stop fooling around and help me pick this mess up!