Translation of "Doğruya" in English

0.004 sec.

Examples of using "Doğruya" in a sentence and their english translations:

Doğrudan doğruya Tom'a bakma.

Don't look directly at Tom.

Doğrudan doğruya onlara bakma.

Don't look directly at them.

Doğrudan doğruya ona bakma.

Don't look directly at him.

Doğrudan doğruya onun gözlerine baktım.

- I looked directly into his eyes.
- I looked him straight in the eye.

Doğrudan doğruya onun gözlerine baktı.

He looked directly into her eyes.

Bu doğrudan doğruya Tom'u ilgilendiriyor.

This directly concerns Tom.

Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?

Can we talk to Tom directly?

Bu doğrudan doğruya seni ilgilendiriyor.

This directly concerns you.

Bu doğrudan doğruya onları ilgilendiriyor.

This directly concerns them.

Doğrudan doğruya bana kovulduğumu söyledi.

He told me point-blank that I was fired.

Doğrudan doğruya eleştiri başladı artık burada

direct criticism started now here

Fabrikatörlere geldi doğrudan doğruya fabrikatörleri eleştirdi

came to the fabricators directly criticized the fabricators

Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.

These sentences are not directly linked.

Çıplak gözle güneşe doğrudan doğruya bakmamalısın.

You should never look directly at the Sun with the naked eye.

Sen mesajın doğrudan doğruya Tom'dan geldiğini söyledin.

You said the message came directly from Tom.

Ben doğrudan doğruya onun gözlerinin içine baktım.

I looked her straight in the eye.

Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer.

A bike path goes right past my house.

Mary'nin Tom'la doğrudan doğruya yüzleşecek yeterince cesareti yok.

Mary doesn't have enough courage to confront Tom directly.

Bir yalana inanmak genellikle doğruya inanmaktan daha kolaydır.

A lie is often easier to believe than the truth.

Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.

The difference between the right word and almost the right word is the difference between lightning and the lightning bug.

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Çıplak gözle ya da dürbün ya da teleskop gibi herhangi bir aletle doğrudan doğruya güneşe bakmamalısın.

You should never look directly at the Sun with the naked eye or through any instrument such as binoculars or a telescope.