Translation of "Gözlerine" in English

0.008 sec.

Examples of using "Gözlerine" in a sentence and their english translations:

Gözlerine inanamadılar.

They could not believe their eyes.

O, gözlerine inanamadı.

He could not believe his eyes.

Onun gözlerine baktım.

I looked him in the eyes.

Tom gözlerine inanamadı.

Tom couldn't believe his eyes.

Fadıl gözlerine inanmadı.

Fadil didn't believe his eyes.

Tom gözlerine inanmadı.

Tom didn't believe his eyes.

Sami gözlerine inanamadı.

Sami couldn't believe his eyes.

Sami gözlerine inanamaz.

Sami can't believe his eyes.

Ben onun gözlerine baktım.

I stared into his eyes.

O onun gözlerine baktı.

- She stared him in the eyes.
- She stared into his eyes.

O, çocuğun gözlerine baktı.

He looked into the boy's eyes.

Ben Tom'un gözlerine baktım.

I looked in Tom's eyes.

Tom, Mary'nin gözlerine baktı.

Tom stared into Mary's eyes.

Senin gözlerine ne oldu?

- What's wrong with your eyes?
- What happened to your eyes?

Işık, Tom'un gözlerine çarptı.

The light hit Tom's eyes.

Doğrudan onun gözlerine baktım.

I looked him straight in the eye.

Tom'un gözlerine şampuan kaçmıştı.

Tom got shampoo in his eyes.

Tom gözlerine güçlükle inanabiliyordu.

Tom could hardly believe his eyes.

Mary Tom'un gözlerine baktı.

Mary looked into Tom's eyes.

Tom annesinin gözlerine sahip.

Tom has his mother's eyes.

- Tom Mary'nin gözlerine derinden baktı.
- Tom, Mary'nin gözlerine derin derin baktı.

Tom looked deeply into Mary's eyes.

Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.

I tried to avoid looking at her eyes.

Doğrudan doğruya onun gözlerine baktım.

- I looked directly into his eyes.
- I looked him straight in the eye.

Doğrudan doğruya onun gözlerine baktı.

He looked directly into her eyes.

Tom doğrudan Mary'nin gözlerine baktı.

- Tom stared directly into Mary's eyes.
- Tom looked Mary straight in the eyes.
- Tom looked directly into Mary's eyes.

Gözlerine ter kaçtığında neden yanar?

Why does it hurt when you get sweat in your eyes?

Tom'un gülmekten gözlerine yaş geldi.

- Tom laughed so much tears ran down his cheeks.
- Tom laughed so much that tears ran down his cheeks.

Bu konuda gözlerine ziyafet çek.

Feast your eyes on this.

Gözlerine ter kaçırmaktan nasıl kaçınırsın?

How do you avoid getting sweat in your eyes?

Tom Mary'nin gözlerine içten baktı.

Tom looked deep into Mary's eyes.

Sami, Leyla'nın ölü gözlerine baktı.

Sami looked into the dead eyes of Layla.

Bana inanmıyorsan kendi gözlerine inanacaksın.

If you don't believe me, you'll believe your own eyes.

Mary ellerini gözlerine gölge yaparak duruyordu.

Mary stood with her hand shading her eyes.

Paul ellerini gözlerine gölge yaparak duruyordu.

Paul stood with his hand shading his eyes.

İyi haber, onun gözlerine gözyaşı getirdi.

The good news brought tears to her eyes.

Müziğin güzelliği onun gözlerine gözyaşı getirdi.

The beauty of the music brought tears to her eyes.

Anavatanının bayrağı onun gözlerine gözyaşlarını akıttı.

The flag of his fatherland brought tears to his eyes.

Tom ve Mary birbirlerinin gözlerine baktı.

Tom and Mary stared into each other's eyes.

O, gözyaşları gözlerine doluncaya kadar güldü.

He laughed until tears filled his eyes.

Tom ve Mary birbirlerinin gözlerine baktılar.

Tom and Mary stared into each others' eyes.

Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı.

Tom gazed deeply into Mary's eyes.

Onun gözlerine son derece içten baktı.

He looked deeply into her eyes.

Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.

It can harm your eyes to read in the sun's light.

O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.

There I was, just staring into the eyes of this incredible creature.

Neden kadınlar gözlerine makyaj yaparken ağızlarını açıyor?

Why do women open their mouths when they apply makeup to their eyes?

O, babasının gözlerine ve annesinin burnuna sahip.

She has her father's eyes and her mother's nose.

Tom Mary'nin gözlerine baktı ve onu öptü.

Tom stared into Mary's eyes and kissed her.

Tom May'nin gözlerine derinden baktı ve gülümsedi.

Tom looked deeply into Mary's eyes and smiled.

En son ne zaman birisinin gözlerine baktın?

When did you last look someone in the eyes?

Tom ve Mary birbirlerinin gözlerine baktılar ve öpüştüler.

Tom and Mary looked into each other's eyes and kissed.

Tom Mary'nin gözlerine baktı, eğildi ve onu öptü.

Tom looked into Mary's eyes, leaned in, and kissed her.

- Bu gözlerin için zararlı gerçekten.
- Bu cidden gözlerine zararlı.

It's really bad for your eyes.

Tom ellerini Mary'nin omuzlarına koydu ve derinden onun gözlerine baktı.

Tom put his hands on Mary's shoulders and looked deeply into her eyes.