Translation of "Doğruladı" in English

Haber şüphelerimi doğruladı.

The news confirmed my suspicions.

Deney teorisini doğruladı.

The experiment confirmed his theory.

Kazayı gördüğünü doğruladı.

He affirmed that he saw the crash.

Basın söylentileri doğruladı.

The press confirmed the rumors.

Tom istifasını doğruladı.

Tom confirmed his resignation.

Tom raporu doğruladı.

Tom confirmed the report.

Bir bağlantı olduğunu doğruladı.

and suicidal thoughts.

Sonuç benim hipotezimi doğruladı.

The result confirmed my hypothesis.

Onun suçsuz olduğunu doğruladı.

He asserts that she is innocent.

Tom, Mary'nin söylediklerini doğruladı.

Tom confirmed what Mary said.

Dan, Linda'nın hikayesini doğruladı.

Dan corroborated Linda's story.

Polis arabanın plakasını doğruladı.

The police verified the car's license plate.

Tom toplantı tarihini doğruladı.

Tom verified the date of the meeting.

Sami, Leyla'nın korkularını doğruladı.

Sami confirmed Layla's fears.

Ultrason şüphelendiğimiz her şeyi doğruladı:

where an ultrasound confirmed what we already suspected:

Bu delirdiğimi hemen hemen doğruladı.

that pretty much confirmed it for her.

Doktor, Linda'nın hamile olduğunu doğruladı.

The doctor confirmed that Linda was pregnant.

Polis, Tom'un katil olduğunu doğruladı.

The police confirmed that Tom was the murderer.

Otopark görevlisi senin mazeretini doğruladı.

The parking lot attendant confirmed your alibi.

Mary, eşinin çantasını aldığını doğruladı.

Mary claimed that the handbag had been a present from her husband.

Diş kayıtları kurbanın kimliğini doğruladı.

Dental records confirmed the victim's identity.

Tom daha sonra bunu doğruladı.

Tom later confirmed this.

O, bunun Titaniğin enkazı olduğunu doğruladı.

- He identified the wreck of the Titanic.
- He confirmed that it was the wreck of the Titanic.

Otopsi Tom'un kurşun yarasından öldüğünü doğruladı.

The autopsy confirmed that Tom died from a gunshot wound.

Dedektif Dan Anderson, Linda'nın ifadelerini doğruladı.

Detective Dan Anderson verified Linda's statements.

Tom söylentileri ne doğruladı ne de yalanladı.

Tom neither confirmed nor denied the rumors.

- Tom UFO gördüğünü onayladı.
- Tom UFO gördüğünü doğruladı.

Tom affirmed that he saw a UFO.

Sami bütün gece evdeydi ve karısı bunu doğruladı.

Sami was home all night and his wife confirmed it.