Translation of "Değiştirmeyecek" in English

Tom değiştirmeyecek.

- Tom isn't going to change.
- Tom won't change.

- Tom fikrini değiştirmeyecek.
- Tom görüşünü değiştirmeyecek.

Tom won't change his opinion.

- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.

- That won't change anything.
- That will change nothing.
- That'll change nothing.

- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.

- That won't change anything.
- That doesn't change anything.
- That'll change nothing.

Bir şeyi değiştirmeyecek.

It won't make any difference.

Fikrini değiştirmeyecek misin?

Won't you change your mind?

Tom fikrini değiştirmeyecek.

Tom won't change his mind.

Hiçbir şey hayatımı değiştirmeyecek.

Nothing's gonna change my world.

Bu bir şey değiştirmeyecek.

It won't change anything.

Tom asla onu değiştirmeyecek.

- Tom will never change that.
- Tom won't ever change that.

Hiçbir şey onu değiştirmeyecek.

Nothing will change that.

Kimse bir şey değiştirmeyecek.

No one will change anything.

Tom hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

Tom isn't going to change anything.

Tom muhtemelen düşüncesini değiştirmeyecek.

- Tom will probably not change his opinion.
- Tom probably won't change his opinion.
- Tom won't likely change his opinion.

Tom muhtemelen görüşünü değiştirmeyecek.

- Tom will probably not change his opinion.
- Tom probably won't change his opinion.

Tavsiyeme rağmen o, fikrini değiştirmeyecek.

He will not change his mind in spite of my advice.

Tom muhtemelen fikrini şimdi değiştirmeyecek.

Tom isn't likely to change his mind now.

İsteyerek düşünmek hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

Wishful thinking will not change anything.

Israrcı olmanız hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

Your insisting won't change anything.

Sana olan aşkımı hiçbir şey değiştirmeyecek.

Nothing's going to change my love for you.

Hiçbir para miktarı onun fikrini değiştirmeyecek.

No amount of money will change his mind.

Kabul edelim ki, o, fikrini değiştirmeyecek.

Let's face it, he's not going to change his mind.

Ne istersen söyle, o, fikrini değiştirmeyecek.

Say what you want, he won't change his mind.

Tom asla fikrini değiştirmeyecek, değil mi?

Tom is never going to change his mind, is he?

Tom fikrini değiştirmedi ve muhtemelen asla değiştirmeyecek.

Tom hasn't changed his mind and probably never will.