Translation of "Dansa" in English

- Dansa geç kaldık.
- Dansa geciktik.

We're late for the dance.

Dansa gittik.

We went to the dance.

Dansa gitmek istemiyorum.

I don't want to go to the dance.

Tom dansa gitmedi.

Tom didn't go to the dance.

Biz dansa gittik.

We went dancing.

Kiminle dansa gittin?

Who did you go to the dance with?

Ben dansa gitmedim.

I didn't go to the dance.

Tom dansa gidemez.

Tom can't go to the dance.

Tom'la dansa gitmektense seninle dansa gitmeyi tercih ederim.

I'd rather go to the dance with you than with Tom.

Dansa nasıl gitmek istersiniz?

How would you like to go to a dance?

Yarın bir dansa gidiyoruz.

- We are going to a dance tomorrow.
- We're going to a dance tomorrow.

Dansa gitmek istemez misin?

Do you not want to go dancing?

Dansa gitmek ister misin?

Would you like to go dancing?

Dansa gitmeden önce değiştireceğim.

I'll change before going to the dance.

Seninle dansa gitmek istiyorum.

I would love to go to the dance with you.

Bu gece dansa gidiyoruz.

We're going dancing tonight.

Mary ile dansa gittim.

I went to the dance with Mary.

Dansa Tom'la gitmek istemedim.

I didn't want to go to the dance with Tom.

Seninle birlikte dansa gidemem.

I can't go to the dance with you.

Tom hiç dansa gitmedi.

Tom has never been to a dance.

- Sen istemedikçe dansa gitmemen gerekir.
- İstemediğin sürece dansa gitmek zorunda değilsin.

You do not have to go to the dance unless you want to.

Geçen cuma bir dansa gittik.

We went to a dance last Friday.

İstemiyorsan dansa gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go to the dance if you don't want to.

Kiminle dansa gideceğini bilmek istiyorum.

I want to know who you're going to the dance with.

Sanırım Tom'la birlikte dansa gideceksin.

I assume you'll be going to the dance with Tom.

Tom'la dansa gitmek istediğini biliyordum.

I knew you'd want to go to the dance with Tom.

Tom'la dansa gitmek istemez misin?

Don't you want to go to the dance with Tom?

Tom kimi dansa götürmek istiyor?

Who does Tom want to take to the dance?

Tom Mary ile dansa gidebilir.

Tom might go to the dance with Mary.

Tom Mary'yi dansa götürmek istedi.

Tom wanted to take Mary to the dance.

Tom beni dansa davet ettiğinde şaşırdım.

I was surprised when Tom asked me to the dance.

Tom'un Mary'yi dansa davet edebileceğini düşündüm.

- I thought Tom might ask Mary to the dance.
- I thought that Tom might ask Mary to the dance.

Tom Mary'nin onunla dansa gitmesini istiyor.

Tom wants Mary to go to the dance with him.

Tom'un seni dansa davet edeceğinden eminim.

I'm sure Tom will ask you to the dance.

Tom dansa gitmeme hakkında mutlu değil.

Tom isn't happy about not going to the dance.

Tom Mary ile dansa gitmek istemiyor.

Tom doesn't want to go to the dance with Mary.

Mary dansa başladığı için çok mutluydu.

Mary was so happy that she started dancing.

Tom'la birlikte dansa gitmene izin vermeyeceğim.

I'm not going to let you go to the dance with Tom.

Ben dansa giderken annem bebekle ilgilenecek.

- My mother will attend to the baby while I go to the dance.
- While I'm at the dance, my mother will take care of the baby.

Dansa gelince Tom kesinlikle utangaç değildir.

Tom certainly isn't shy when it comes to dancing.

O beni slow dansa davet etti.

He invited me to slow dance.

Tom Mary'nin kiminle dansa gideceğini biliyordu.

Tom knew who Mary wanted to go to the dance with.

Tom babasının hurda arabasında dansa gitti.

Tom drove to the dance in his father's jalopy.

Tom, Mary'yi dansa götürmeyi nasıl başardı?

How did Tom get Mary to go to the dance with him?

Tom kimi dansa götürmek istediğini söyledi.

Who did Tom say he wanted to take to the dance?

Tom Mary ile dansa gitmek istedi.

Tom wanted to go to the dance with Mary.

Tom'un Mary ile dansa gitmeyeceğini biliyordum.

- I knew Tom wouldn't go to the dance with Mary.
- I knew that Tom wouldn't go to the dance with Mary.

Tom ve Mary beraber dansa gidecekler.

Tom and Mary will go to the dance together.

Tom Mary ile dansa gitmemi istiyor.

Tom wants me to go to the dance with Mary.

Tom'un kimi dansa götüreceğini merak ediyorum.

I wonder who Tom will take to the dance.

Tom Mary ile dansa gidebilirdi ama gitmedi.

- Tom could have gone to the dance with Mary, but he didn't.
- Tom could've gone to the dance with Mary, but he didn't.

Cumartesi gecesi benimle dansa gitmeyi ister misin?

Do you want to go out dancing with me on Saturday night?

Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.

Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.

Mary ile dansa gitmeyi planlıyorsun, değil mi?

You plan to go out dancing with Mary, don't you?

Tom'un Mary ile dansa gitme arzusu yok.

Tom has no desire to go dancing with Mary.

Tom'un Mary ile dansa gitmeye niyeti yoktu.

Tom had no intention of going to the dance with Mary.

Tom, Mary'nin kimle dansa gitmek istediğini bilmiyor.

Tom doesn't know who Mary wants to go to the dance with.

Tom, Mary'nin kiminle dansa gitmek istediğini bilmiyordu.

Tom didn't know who Mary wanted to go to the dance with.

Tom'un neden seninle dansa gitmek istemeyeceğini anlamıyorum.

I don't see why Tom wouldn't want to go to the dance with you.

Tom, Mary ile dansa gitmek istemediğini söyledi.

- Tom said he didn't want to go to the dance with Mary.
- Tom said that he didn't want to go to the dance with Mary.

Tom, Mary'nin onunla dansa gitmek istemediğini biliyordu.

Tom knew that Mary was unlikely to want to go to the dance with him.

Tom ve Mary yarın akşam bir dansa gidiyorlar.

Tom and Mary are going to a dance tomorrow evening.

Tom kendisiyle dansa gitmesi için Mary'yi ikna etti.

Tom persuaded Mary to go to the dance with him.

Tom Mary'nin kendisi ile dansa gitmek istemediğine inanamadı.

- Tom couldn't believe that Mary didn't want to go to the dance with him.
- Tom couldn't believe Mary didn't want to go to the dance with him.

Tam olarak bir kez bile buzda dansa gitmedim.

I went dancing on the ice exactly once.

Benimle birlikte dansa gitmek isteyip istemediğini merak ediyordum.

I was wondering if you would like to go to the dance with me.

"Seninle dansa gitmek istiyorum." "Gerçekten mi? İstiyor musun?"

"I would love to go to the dance with you." "Really? You would?"

Tom Mary'nin neden onunla dansa gitmeyi reddettiğini bilmiyordu.

Tom didn't know why Mary refused to go to the dance with him.

Tom Mary'nin onunla dansa gideceğini söylediğine memnun oldu.

Tom was glad that Mary said she would go to the dance with him.

Tom Mary ile dansa gitmeyi planlıyor, değil mi?

Tom plans to go out dancing with Mary, doesn't he?

Gerçekten asla Tom'la dansa gitmek istemedin, değil mi?

You never really wanted to go to the dance with Tom, did you?

Tom, Mary'yi onunla dansa gitmesi için ikna etti.

Tom convinced Mary to go to the dance with him.

Tom gerçekten Mary'nin onunla dansa gideceğini düşünüyor mu?

Does Tom really think Mary will go to the dance with him?

Sence Tom ve Mary birlikte dansa mı gidecekler?

Do you think Tom and Mary will go to the dance together?

Tom Mary'yi kendisiyle dansa gitmeye ikna etmeye çalışacak.

Tom will try to persuade Mary to go to the dance with him.

Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi.

- Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.
- Tom told me he intended to ask Mary to the dance.

"Benimle dansa gitmek istiyor musun?" "Gerçekten üzgünüm ama gidemem."

- "Do you want to go to the dance with me?" "I'm really sorry, but I can't."
- "Do you want to go to the ball with me?" "I'm really sorry, but I can't."

Tom cuma günü birini dansa götürüp götürmeyeceğini bilmek istiyor.

Tom wants to know if you're taking anyone to the dance on Friday.

Hen Tom hem de John Mary'yi dansa götürmek istedi.

Both Tom and John wanted to take Mary to the dance.

Mary'nin dansa giderken hangi elbiseyi giyeceğini seçmesi zaman aldı.

It took Mary a long time to choose which dress to wear to the dance.

Tom Mary'yi onunla dansa gitmesi için ikna etmeye çalıştı.

Tom tried to persuade Mary to go to the dance with him.

Tom Mary'yi onunla birlikte dansa gitmeye ikna etmeye çalıştı.

Tom tried to convince Mary to go to the dance with him.

Tom ve Mary'nin neden beraber dansa gitmediklerini biliyor musun?

Do you know why Tom and Mary didn't go to the dance together?

Tom onunla dansa gitmesi için Mary'yi ikna etmede zorluk yaşadı.

Tom had difficulty convincing Mary to go the dance with him.

Tom, Mary ona onunla dansa gitmeyeceğini söylediğinde hayal kırıklığına uğradı.

Tom looked disappointed when Mary told him that she wouldn't go to the dance with him.

Gerçekten, Tom'un Mary'yi onunla dansa gitmeye ikna edebileceğini düşünüyor musun?

Do you really think Tom can convince Mary to go to the dance with him?

Tom'un kimi dansa götürmeyi planladığına dair herhangi bir fikrin var mı?

Do you have any idea who Tom is planning to take to the dance?

Tom, Mary'yi onunla dansa gitmeye ikna etmek için elinden geleni yaptı.

Tom did his best to persuade Mary to go to the dance with him.

Mary'nin birlikte dansa gitmek istediği kişinin Tom olmadığını ne zaman anladın?

When did you find out that Tom wasn't the one who Mary wanted to go to the dance with?

Tom'un kimi dansa götürmeyi planladığı konusunda oldukça iyi bir fikrim var.

I have a pretty good idea who Tom plans to take to the dance.

- Tom hâlâ dans ediyor mu?
- Tom hâlâ dansa devam ediyor mu?

Does Tom still dance?

Tom ve Mary ayrıldı, bu yüzden onlar cuma günü birlikte dansa gitmeyecekler.

Tom and Mary broke up, so they won't be going to the dance together on Friday.

Tom hem Mary'yi hem de Alice'i seviyor ve bu hafta sonu dansa kimi çağıracağına karar veremiyor.

Tom likes both Mary and Alice and can't decide who to ask to the dance this weekend.